Kanun-u Esasî(58) ve Hürriyetin i’lânını tekfire delil gösterirdi.
hüccet ederdi. Biçare bilmezdi ki:
dir”(59)
Bediüzzaman’ın bu, dini rasihane bilen hakikatli cevabında görüldüğü üzere, o zaman ba’zı müfrit yarı hocalar ve tekfire meraklı hasta mizaçlılar, hemen bir ayetin zahirî mânâsına yapışarak, mezkûr Anayasa’yı kabul edenleri, bilhassa işin başındaki Türkleri küfürle ittiham etmişler. Fakat Bediüzzaman, Nâdire-i Cihan o zaman cevab vermiş ve o biçare müfritlerin yanlış fikirlerini ortaya koymuş ve onları susturmuştur.
YENİ ESERLERİ NE DİYOR?
Merhum Sultan Abdülhamid’le ilgili eski eserleri ve makalelerinden alınan mezkûr nümunelerden başka, hayatının ikinci devresi olan “yeni Said “ tabir e’ttiği zamanlarında bu mevzuda söyledikleri kısaca şöyledir:
1- 22. Lem’a’da; Sultan Abdülhamid’in ismi zikredilmemiş, amma ona karşı söylenmiş bir şiir’i bir münasebetle kaydederken şöyle diyor: “Evet, şu hürriyet perdesi altında müthiş bir istibdadı taşıyan şu asrın gaddar yüzüne çarpılmaya layık iken ve halbuki o tokada müstahak olmayan, gayet mühim bir zâtın, yanlış olarak yüzüne savrulan kâmilane şu sözün
“Ne mümkin zulm ile, bîdad ile imha-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır, muktedirsen âdemiyetten(60)
Bu beyân ile Bediüzzaman Hazretleri, Sultan Abdülhamid’i “gayet mühim bir zât” şeklinde tavsif ederek, ona karşı yazılan, söylenen tenkidlerin, hücumların yanlış olduğıınu apaçık beyân ediyor.
2- Beşinci şua’ risalesinin tetimmesinde zulüm ve istibdad mes’elesi münasebetiyle şöyle demektedir: “Zannederim, asr-ı ahirde İslâm ve Türk hürriyetperverleri bir hiss-i kabl-el vuku’ ile bu dehşetli istibdadı hissederek oklar atıp hücum etmişler. Fakat çok aldanıp, yanlış bir hedef ve hata bir cebhede hücum göstermişler.”(61)
Bu parağrafta Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri çok açık ve kesin olarak, Sultan Abdülhamid’e atılan i’tiraz oklarının ve hücumların katiyyetle yanlış ve hata olduğunu söylemektedir. Namık Kemallerin, Mehmet Âkiflerin
hüccet ederdi. Biçare bilmezdi ki:
dir”(59)
Bediüzzaman’ın bu, dini rasihane bilen hakikatli cevabında görüldüğü üzere, o zaman ba’zı müfrit yarı hocalar ve tekfire meraklı hasta mizaçlılar, hemen bir ayetin zahirî mânâsına yapışarak, mezkûr Anayasa’yı kabul edenleri, bilhassa işin başındaki Türkleri küfürle ittiham etmişler. Fakat Bediüzzaman, Nâdire-i Cihan o zaman cevab vermiş ve o biçare müfritlerin yanlış fikirlerini ortaya koymuş ve onları susturmuştur.
YENİ ESERLERİ NE DİYOR?
Merhum Sultan Abdülhamid’le ilgili eski eserleri ve makalelerinden alınan mezkûr nümunelerden başka, hayatının ikinci devresi olan “yeni Said “ tabir e’ttiği zamanlarında bu mevzuda söyledikleri kısaca şöyledir:
1- 22. Lem’a’da; Sultan Abdülhamid’in ismi zikredilmemiş, amma ona karşı söylenmiş bir şiir’i bir münasebetle kaydederken şöyle diyor: “Evet, şu hürriyet perdesi altında müthiş bir istibdadı taşıyan şu asrın gaddar yüzüne çarpılmaya layık iken ve halbuki o tokada müstahak olmayan, gayet mühim bir zâtın, yanlış olarak yüzüne savrulan kâmilane şu sözün
“Ne mümkin zulm ile, bîdad ile imha-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır, muktedirsen âdemiyetten(60)
Bu beyân ile Bediüzzaman Hazretleri, Sultan Abdülhamid’i “gayet mühim bir zât” şeklinde tavsif ederek, ona karşı yazılan, söylenen tenkidlerin, hücumların yanlış olduğıınu apaçık beyân ediyor.
2- Beşinci şua’ risalesinin tetimmesinde zulüm ve istibdad mes’elesi münasebetiyle şöyle demektedir: “Zannederim, asr-ı ahirde İslâm ve Türk hürriyetperverleri bir hiss-i kabl-el vuku’ ile bu dehşetli istibdadı hissederek oklar atıp hücum etmişler. Fakat çok aldanıp, yanlış bir hedef ve hata bir cebhede hücum göstermişler.”(61)
Bu parağrafta Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri çok açık ve kesin olarak, Sultan Abdülhamid’e atılan i’tiraz oklarının ve hücumların katiyyetle yanlış ve hata olduğunu söylemektedir. Namık Kemallerin, Mehmet Âkiflerin
Yükleniyor...