Ben acemî idim, altına girmedim. Üstüne düştüm. Suret-i telebbüsüm gibi ahlâkım da sakil idi. Bir kere Mabeyn de yırtıldı. şişli’de bir ...... ‘nin evine düştüm. Orada da yırtıldı. şekerci Hanı’na düştüm, orada da yırtıldı. Tımarhaneye düştüm. şimdi de tarassuthaneye düşmüşüm.

Hasılı : Siz de o kadar yamacılık yapamazsınız. Ben de incinirim Hem de Kürdistan’da iken sizi iyi bilirdim. Bu ahvâl sizin serairinizi bana iyi öğretti. Bâhusus tımarhane bu metinleri bana iyi şerhetti.. Hem de bu hallere teşekkür ederim. Zira su-i zan makâmında hûsn-ü zan ederdim.”(30)

Yukarda da belirtildiği gibi, Bediüzzaman’ın şefik Paşa ile o muhaveresinden sonra, tarassut ve nezaret altında daha ne kadar tutulduğu ve 1908 yılının hangi ay ve gününde serbest bırakıldığı hakkında kesin bir bilgi mevcûd değildir. Ancak Meşrûtiyet’in ilanından sonra siyasî af tamimi 26 Temmuz’da hazırlandı ise de, 28 Temmuz’da iradesi sudûretti.(*) Buna göre, Bediüzzaman Meşrutiyet’in ilanından önce terassüdhâneden çıkmış olabileceği düşünülebilir. Zira, İttihad ve Terakki Cemiyeti, yeni Anayasa’nın ilanı vesilesiyle tertibledikleri mitinglerde, Bediüzzaman Hazretleri mezkûr ilanın üçüncü gününde, meşhur olan ilk nutkunu İstanbul’da büyük bir halk kitlesine karşı irad ettiği gibi, bilâhare Selanik’e de gidip oranın Hürriyet Meydanı’nda aynı nutkunu çok kalabalık bir topluluğa de irad etmiştir. Bu nutkun tamamını sırası gelince kaydedeceğiz inşaallah.

Buna göre, Bediüzzaman Said-i Kürdî Hazretleri tımarhâne ve tevkifhânede fazla uzun bir zaman durdurulmuş değildir. Hürriyet’ten altı ay evvel şekerci Hanı’nda ilmi münazara için yaptığı büyük ilanatla, tahminen iki ay münazaralar sürmüşse, Mayıs başlarında tımarhaneye sevkedilmiş oluyor. Tımarhâne müddeti de herhalde az bir zamanda sona ermiş olması lâzımdır. Çünki arkasından hapishaneye nakil hadisesi vardır. Eğer tımarhanede faraza onbeş gün kalmışsa, Hürriyet’in ilânına bir ay kalmıştır. Bunun arkasından tarassudhanedeki müddeti, tımarhaneye göre daha fazla olsa gerektir. Ancak ne kadar olduğu bilinmemektedir. Faraza bir ay tarassudhanede kalmışsa, o takdirde Hürriyet’in ilânına bir hafta kalana kadar orada kalmıştır. Fakat bu istatistikî hesap tahminidir. İkinci kuvvetli bir tahmin ve ihtimal daha vardır, o da şöyledir:

İttihadçıların “Genç Türkler” adıyla anılan kolu 21 Temmuz 1908’de öğlene doğru “Manastır”da Kışla Meydanı’nda ve Üsküp ve Serez’de de


Yükleniyor...