KIYAFETİ
Bediüzzaman’ın Van’daki kıyafeti hakkında Molla Abdülmecid şöyle der: “Van’da, Vali Tahir Paşa zamanında, on iki arşın çifte hassadan küçük bir çadırı andıran gömlek giyerdi. Bu gömleğin kollarını o kadar geniş yapardı ki, bir çocuk içerisine girer çıkardı. Vali Tahir Paşa, her akşam evine giderken “Sihke” caddesi üzerinde bulunan medresesinin önünde faytonunu durdurarak, ber-vechi mu’tad “Kurban! Kurban!” diye Üstâd’ını çağırır. O garib kıyafetiyle yanına alır, evine götürürdü. Çarşılardan evlerine karınca gibi akın eden Ermeniler, onların bu şekildeki buluşmalarını hayret içinde seyrederek dağılırlardı.”(12)
VAN’DA İLK İKİ SENE
Bediüzzaman, Van’daki ilk iki senesi içerisinde,Tahir Paşa’nın -bahsi geçen- ilmî münazarât tertibinde daima üstün gelir ve bütün sorulan suallere doğru cevaplar verirdi. Hatta Tahir Paşa, Avrupa ilim adamları ve feylesoflarının kitaplarını tetebbu’ ederek, ona ilmî, felsefî çetin sualler tevcihen sorardı. Bediüzzaman, bu kabil ilimleri görmediği, Türkçeye de henüz yeni aşina olmakta, tam telâffuz edemediği halde, cevabında asla tereddüt etmezdi. Bir gün Tahir Paşa’nın yanında o çeşit kitapları görünce, Paşa’nın sual kaynağının o kitaplar olduğunu öğrenir. Az zaman zarfında o kitapları da mütalâa ederek muhteviyâtına âşinalık peyda eder.
Bediüzzaman, Van’daki hayatında, Bitlis’te hıfzına almış olduğu kırk kadar metin kitaplara ek olarak, elli kadar metin kitabı daha ezberledi. Sadece dinî kitaplar değil, fennî, felsefi, tarihî, edebî kitaplar da dahildir.
Bu mevzûu’da kardeşi Molla Abdülmecid hâtıra defterinde şöyle der:
“Kur’ân-ı Kerim’i onbeş gün zarfında hıfzetti. Kamus-ul Muhitten altmış satırlık bir sâhifeyi bir defa okumakla ezberine alırdı. Evet bu zât, gerek medrese, gerekse mekteb ilim ve fenlerinden ezberine aldığı metinleri, kitapları unutmamak için, daima ezberinden okuyup tekrarlamaya mecburiyeti vardı. Ezberinde bulunan metinlerin mecmûu otuz Kur’ân kadar idi.”(13)
Bediüzzaman’ın bir hizmetkârı ve manevî evlâdı Mustafa Sungur’un, Üstâd’ından bizzât duyduğu, bu mevzudaki hâtırası ise şöyledir:
“Ben gençliğimde Van’da Vali Tahir Paşa’nın konağında kalırken, Vali bana bir oda tahsis etmişti. Ben orada kalırdım. Her gece yatmazdan önce
Bediüzzaman’ın Van’daki kıyafeti hakkında Molla Abdülmecid şöyle der: “Van’da, Vali Tahir Paşa zamanında, on iki arşın çifte hassadan küçük bir çadırı andıran gömlek giyerdi. Bu gömleğin kollarını o kadar geniş yapardı ki, bir çocuk içerisine girer çıkardı. Vali Tahir Paşa, her akşam evine giderken “Sihke” caddesi üzerinde bulunan medresesinin önünde faytonunu durdurarak, ber-vechi mu’tad “Kurban! Kurban!” diye Üstâd’ını çağırır. O garib kıyafetiyle yanına alır, evine götürürdü. Çarşılardan evlerine karınca gibi akın eden Ermeniler, onların bu şekildeki buluşmalarını hayret içinde seyrederek dağılırlardı.”(12)
VAN’DA İLK İKİ SENE
Bediüzzaman, Van’daki ilk iki senesi içerisinde,Tahir Paşa’nın -bahsi geçen- ilmî münazarât tertibinde daima üstün gelir ve bütün sorulan suallere doğru cevaplar verirdi. Hatta Tahir Paşa, Avrupa ilim adamları ve feylesoflarının kitaplarını tetebbu’ ederek, ona ilmî, felsefî çetin sualler tevcihen sorardı. Bediüzzaman, bu kabil ilimleri görmediği, Türkçeye de henüz yeni aşina olmakta, tam telâffuz edemediği halde, cevabında asla tereddüt etmezdi. Bir gün Tahir Paşa’nın yanında o çeşit kitapları görünce, Paşa’nın sual kaynağının o kitaplar olduğunu öğrenir. Az zaman zarfında o kitapları da mütalâa ederek muhteviyâtına âşinalık peyda eder.
Bediüzzaman, Van’daki hayatında, Bitlis’te hıfzına almış olduğu kırk kadar metin kitaplara ek olarak, elli kadar metin kitabı daha ezberledi. Sadece dinî kitaplar değil, fennî, felsefi, tarihî, edebî kitaplar da dahildir.
Bu mevzûu’da kardeşi Molla Abdülmecid hâtıra defterinde şöyle der:
“Kur’ân-ı Kerim’i onbeş gün zarfında hıfzetti. Kamus-ul Muhitten altmış satırlık bir sâhifeyi bir defa okumakla ezberine alırdı. Evet bu zât, gerek medrese, gerekse mekteb ilim ve fenlerinden ezberine aldığı metinleri, kitapları unutmamak için, daima ezberinden okuyup tekrarlamaya mecburiyeti vardı. Ezberinde bulunan metinlerin mecmûu otuz Kur’ân kadar idi.”(13)
Bediüzzaman’ın bir hizmetkârı ve manevî evlâdı Mustafa Sungur’un, Üstâd’ından bizzât duyduğu, bu mevzudaki hâtırası ise şöyledir:
“Ben gençliğimde Van’da Vali Tahir Paşa’nın konağında kalırken, Vali bana bir oda tahsis etmişti. Ben orada kalırdım. Her gece yatmazdan önce
Yükleniyor...