vahdaniyetine işaret ve şehadet ederler. İkinci vechi ile ise: Gaye ve netice ve âhirete bakarlar. Bu vecihte ki, pek çok dillerle dahi dâr-ı âhirete ve yevm-i hesaba delâlet ve şehadet ederler.

Meselâ nasılki sen, hüsn-ü san’at içindeki vücudunla, kendi Sani’inin vücub-u vücud ve vahdetine delâlet ediyorsun. Öyle de, cami’ istidadının ebede uzanmış emelleriyle beraber pek sür’atle zevale gitmen ile de, âhirete delâlet ediyorsun. Ve hakeza kıyas et! Bazen bu iki vech-i delâlet, ittihad ederler. Meselâ bütün mevcudatta müşahede edilen hikmetin tanzimi, inayetin tezyini, rahmetin taltifi, adaletin tevzii ve hıfz ve muhafazanın güzelliği, nasılki bir Sani-i Hakîm, Kerim, Rahim, Âdil ve Hafîz’e şehadet eder. Öyle de: âhiretin hakkaniyetine ve kıyametin yakîniyetine ve saadet-i ebediyenin tahakkukuna işaret ederler, belki sarahat derecesinde gösterirler.

اَللّٰهُمَّ اجْعَلْنَا مِنْ اَهْلِ السَّعَادَةِ وَاحْشُرْنَا فِي زُمْرَةِ السُّعَدَاء

وَ اَدْخِلْنَا الْجَنَّةَ مَعَ السُّعَدَاءِ بِشَفَاعَةِ نَبِيِّك

الْمُخْتَارِ فَصَلِّ وَسَلِّمْ عَلَيْهِ وَعَلَي آلِهِ كَمَا يَلِيقُ بِرَحْمَتِكَ وَ بِحُرْمَتِهِ

آمِينَ آمِينَ آمِينَ

Yükleniyor...