ki latif cihazatlarını istimal etsinler ve bilkuvve olan istidadlarını kuvveden fiile çıkarsınlar gibi, pek çok hikmetleri vardır. Hayvanat-ı ehliye ile vahşiyeyi müvazene etsen, bu hikmeti zâhir, bâhir görürsün.

***


اِعْلَمْ

Bil ey keşf-i esrar meraklısı azizim! ‘Evliyaların usul-i diniyede ittifakları ile beraber, meşhudatlarındaki hükümlerinin sırr-ı tehalüfü; hem geçmiş peygamberlerin ve ârif evliyaların tevhid-i ilahiden gayrı olan sair erkân-ı imaniyede mübhem ve mücmel gittikleri halde; Kur’an ve münzel-ün aleyh olan Zat’ın (A.S.M.), bütün makasıd-ı imaniyeyi son derece tâm ve küll halinde ve en güzel bir surette ve onun üstünde daha hiç bir izah ve tafsile lüzum bırakmadan kasdî bir izahla tafsil etmelerinin hikmeti nedir?’ diye sual edersen, biz de elcevab deriz ki: Onun sırrı ise, berzahların tavassutu ve kabiliyetlerin tefavütü ile beraber, celevat-ı esma renklerinin mazharlardaki küllî ve cüz’î, zıllî ve aslî olan tenevvüünden ileri gelmiş ve gelmektedir.

Evet, o büyük zatlardan bir kısmı, haşr-i cismanî gibi bazı hakaik-ı imaniyenin tafsilatı cihetine gitmek değil, filcümle icmal ile bırakıp gitmişlerdir. Bazıları da marifetullahın gayrısındaki hakaikı ibham etmişlerdir.

İşte bu mes’elenin hikmetine işaret eden şu gelecek temsile bak:

وَلِلّٰهِ الْمَثَلُ الْاَعْلَي

Güneş, kendi Hâlıkının izni ile üç çeşit tecelliye sahibdir.

Birisi: Tecelli-i küllîdir ki, bütün çiçeklere birden ifaza-i nur etmesidir.

İkincisi: Tecelli-i hâstır ki, umum o çiçeklerden her bir nev’in renk ve kabiliyetlerine göre ifazasıdır.

Üçüncüsü: Tecelli-i cüz’îdir ki, her bir çiçeğe ayrı ve mahsus bir ifazasıdır. Fakat o kavle göre ki, ezahirin elvanı (çiçeklerin renkleri) ziya-yı şemsin istihalelerindendir.

Yükleniyor...