imaniyeyi derkedip anlamaktan uzaklık noktasından, bedevilerin bedevilerinden de çok mertebe geridirler.

***


اِعْلَمْ

Ey kardeş bil ki! Vâhidiyet ki, esma-i İlahiyeden Vâhid isminin tecellisi olmak itibariyle; o ismin herşeyi ihata ettiğine delâlet ediyor. Amma Ehadiyetin manası ise, herşey-i zîhayat, kendi varlığı ve vücuduyla; tedbir ve idare-i kâinatla alâkadar olan bütün isimler, bir tek Zat-ı Vâhid’in olduğuna işaret ettiğine delâlet ediyor.

Yani Cenab-ı Vâhid-i Ehad, vâhidiyet tecellisiyle nasılki bütün eşyayı ihata etmiş. Öyle de ehadiyet tecellisiyle de, herşeyde bütün esması hükmediyor demektir.

***


اِعْلَمْ

Ey kardeş bil ki! Celal sıfatının ekser mezahiri, esmanın küll ve külliyat ve enva’ ve cemaatler üzerine tecelli etmesidir. Meselâ; nevilerde görünen cûd-u mutlak celal tecellisindendir.

Amma tecellidar olan cemal sıfatının ağleb aynaları ise, cüz’iyat-ı mevcudatın nakışları ve teksir-i efrad içinde emsallerin birbirine telahukuyla, ayinedarların cilalanması içinde eşhasın gittikçe zidaleşen güzellikleri; ve tek tek herbir şahıstaki nihayet güzel itkan ve intizamlar da, cemal tecellisini irae etmektedirler.

Ve keza celal, vâhidiyet tecellisinden tezahür ettiği gibi; cemal dahi ehadiyet tecellisinden nümayan olur. Fakat bazan olur ki, cemalden celal tecelli ettiği gibi, celalden de cemal tecelli eder. Evet bak gör ki; cemalin aynısı içinde celal ne kadar cemildir ve ayn-ı celal içinde cemal, ne kadar celildir.

***


Yükleniyor...