اِعْلَمْ

Ey kardeş bil ki! Âlemin miftahı, insanın elindedir ve nefsinin içindedir. Kâinat ise, kapıları zâhiren açık iken, hakikatta kapalıdır.

İşte Cenab-ı Hak Sübhanehu ve Teala, emanet-i kübra cihetinden insanda bir anahtar bırakmıştır. İnsan da o anahtar ile âlemin bütün kapılarını açabilir bir haldedir. Hem insanda bir tılsım da tevdi’ etmiştir. O tılsım ile de, Hâllak-ı Kâinat’ın kenzini fethedebilir.

İşte ey insan! Sendeki o anahtar ise, ‘Ene’dir. Fakat ene olan o anahtarın kendisi dahi muğlak bir muammadır ve açılması müşkül bir tılsımdır. Şu halde eğer o ene, mahiyet-i mevhumesinin bilinmesiyle açılırsa, kâinatın kapıları dahi sana açılır.

Evet Cenab-ı Hak (C.C.), insanın eline bir ene vermiş, tâ ki o ene, ilim ve tahakkuk ile değil, belki farz ve tevehhüm ile evsaf-ı rububiyetin anlaşılmasına bir vâhid-i kıyasî olsun. İşte insan, enenin mahiyetinin böylece ne olduğunu bildiği vakit, yani ‘ene’, insan vücudunun şeridinde şuurlu bir tel ve mahiyet-i beşeriyenin sevbinde ince bir ip ve şahsiyet-i âdemiyet kitabında iki vecihli bir elif olduğunu; ve o elifin bir yüzü hayra baktığını, bu yüzde yalnız feyze kabil olup fail olmadığını, ikinci yüzü ise, şerre ve ademe baktığını ve bu yüzde kendisi fail olduğunu bildi. Hem mahiyeti mevhume, rububiyeti de muhayyele olduğunu; hem vücudu o kadar zaiftir ki, hiçbir şeyi bizzat yüklenemediğini belki ancak hararet ve saire gibi eşyanın mikdarını ölçen mizanlar nev’inden Vâcib-ül Vücud’un muhit ve mutlak sıfatları onunla bilinebilen bir ölçü âleti olduğunu anlayarak, bilip iz’an etti.. İşte o zaman,

قَدْ اَفْلَحَ مَنْ زَكَّيهَا

beşareti altına dâhil olur ve emaneti hakkıyla eda etmiş olur.

İşte vakta ki sen eneye, böyle mana-yı harfiyle bakıp teemmül ettin, o zaman ene, kâinatta olan herşeyi mana-yı hakikîsinde sana gösterecek bir göz hükmünü alır. Çünkü malûmat-ı afakiye, nefse geldiği zaman, nefiste onu tasdik edecek kabiliyetle karşılaşır. Vaktaki sen enenin mahiyetini bu şekilde anladın, enenin vazifesi ve mevhum rububiyeti ve farazî malikiyeti sona erer. O zaman ene dahi, semekiyetten hababiyete rücu’ edecektir.


Yükleniyor...