1 - Tevhid.. 2 - Nübüvvet.. 3 - Haşir.. 4 - Adalet’tir. Fakat Kur’an-ı Hakîm, hakikat-ı tevhid ile memlû olması sırrıyla, ondaki sair hakaik perdelenip imtizac ederek intizam içinde ittihada gelmişlerdir. Evet kimin basiretinde gözü varsa; Tenzil’de (yani Kur’an’da) öyle bir göz vardır ki, bütün kâinatı bir sahife gibi açık ve vazıh bir şekilde gördüğünü görecektir.

Hem Kur’an, kasas ve ahkâm haysiyetiyle bunları takrir edip yerleştirmek için tekrar ile ve tahkik edip tam kabul ettirmek için terdad ile nüzûl eylemiştir. Halbuki onun bu tekrarları usandırmaz ve terdad ve iadeleri ondaki zevki izale edip kırmıyor. Belki her tekrar ettikçe, tahkik edip yerleştiriyor. Belki tekrarlandıkça, tatlılaşarak ondan enfas-ı Rahman rayihalanıyor. Âdeta misk gibi her tahrik edilip tekrarlandıkça, kokusu meşamı muattar edip zevk verir. Ve her defasında miskin kokusu gibi yayıldıkça, ayrı bir lezzet verir. Amma eğer senin sekamsız bir kalbin ile zevk-i selimin varsa!..

Bu hakikatın sırrı ise; çünkü Kur’an, kalblere kut ve gıdadır. Ruhlara kuvvet ve şifadır. Evet kut ve gıdanın tekrarı usandırmaz. Hattâ fâkihe ve meyvenin hilafına olarak gıdalardan, insana me’luf olanı daha çok ünsiyetli ve lezzetlidir. Fakat meyve ise lezzeti tazelenmesindedir. Aynısının tekerrürü usandırır.

Hem nasılki insan maddî hayatında –ekseriya- her an havaya, her vakit suya, hergün gıdaya ve her hafta ziyaya (güneşe) muhtaçtır; şu halde bunların tekrarı tekrar değil, belki ihtiyacın tekerrüründen tekrarlanırlar.

Öyle de insan, ruhanî hayatı cihetiyle dahi, Kur’andaki manevî gıdaların çok çeşitlerine muhtaç oluyor. Bazısına ân-ı seyyaldeki her bir dakika ona muhtaç olup, ruh onda teneffüs eyler.

هُوَ اللّٰهُ

gibi.. ve bazısına her bir saat muhtaçtır,

بِسْمِ اللّٰهِ

gibi.. ve bazısına her vakit.. ve bazısına her zaman muhtaç olduğu için; ihtiyacın derecatına göre, Kur’anda dercedilmiştir. Kur’an ise insanın hayat-ı kalbiyesinin ihtiyacının iktiza ettiği derecede tekrar eylemektir.

Yükleniyor...