Nur’un İlkkapısı’nın Öndördüncü Dersi ve Yirmiikinci Sözde Türkçesi olan

ONDÖRDÜNCÜ DERS

Bu gelen âyetlerin hazinelerinden bazı cevahirin beyanındadır.

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

َّاَللّٰهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ عَلَي كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ ر

بِيَدِهِ مَقَالِيدُ السَّمٰوَاةِ وَ الْاَرْضِ فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوةُ كُلِّ شَيْءٍ

عِنْدَنَا خَزَاءِنُهوَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلا وَ مَا مِنْ دَابَّةٍ اِلَّا هُوَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا

Ey esbab içine dalan gafil! Bil ki, sebepler tasarruf-u kudretin bir perdesidir. Çünkü izzet ve azamet, sebepler perdesini iktiza ediyorlar. Lâkin tasarruf eden ve iş gören kudret-i samedaniyedir. Çünkü tevhid ile celal, böyle isterler. Evet Sultan-ı Ezel’in me’murları vardır, fakat bunlar, onun icraatının vasıtaları değillerdir; tâ ki, saltanat-ı rububiyetine şerik olsunlar. Belki bunlar, icraat-ı rububiyeti ilân eden bir kısım dellâllar ve o icraatı müşahede edip ona şehadet eden nâzırlardır ki, evamir-i tekviniyeye inkıyadlarında herbirisi istidadına münasib bir şekilde kesb-i ibadet ederler. Demek ki şu vasıtalar ise, izzet-i kudret ve haşmet-i rububiyeti izhar içindirler.

Amma insanî sultan ise, kendi acz ve ihtiyacından dolayı, saltanatına iştirak eden vesait ve me’murlara muhtaçtır.

Yükleniyor...