اِعْلَمْ

Bil ey Said-i şakî! Nedir bu gurur, nedir bu gaflet ve nedir bu istiğna?!. Görmüyor musun ki, ihtiyarın ancak bir tel saç kadardır. Ve iktidardan ancak bir zerreye mâliksin.. Ve şu hayattan sana ancak çabuk söner bir şulecik vardır.. Ve ömürden çabuk geçer bir dakikacığa sahibsin.. Ve şuurun ancak zevale maruz bir lem’acık gibidir.. Ve zamandan ancak akmakta olan bir an-ı seyyalen vardır.. Ve mekândan ancak kabir kadar bir yerin vardır. Bununla beraber aczin hadsizdir, ihtiyacın nihayetsizdir, fakrın hududsuzdur. Hem emeller ve arzuların ise hesabsızdır ve hakeza!..

İşte bu kadar âciz ve bu derece ihtiyaçlı bir insan, acaba kendi elindeki mezkûr sermayeye ve kendi nefsine itimad ederek mi bel bağlar? Yoksa öyle bir Rahman-ı Rahîm’e tevekkül eder ki; onun hazain-i rahmetinin zarflarından olan ve nimetlerinin sandukçaları bulunan şu nurlarla dolu güneşler ola; ve şu semeratla memlû ağaçlar ola.. Hem su ve ziya, onun havz-ı feyzinin ve mesîl-i rahmetinin boruları ola!..

,* * *

Yükleniyor...