Sonra bu durumu müvazene etmek üzere Paris’e de git. Ve onların büyüklerinin localarına gir, bak! Orada göreceksin ki, onlar insan elbisesine bürünmüş birer akrep veya benî-Âdem suretine girmiş birer ifrittirler.

Bu hususta, Kur’anın medeniyetiyle medeniyet-i hazıra arasındaki farkı, matbu’ Lemaat kitabının 13-15. sahifelerinde ve Sünûhat’ta 23-26. sahifelerinde beyan etmişim. Onlara müracaat et! İnsanların tegafül ettiği bir emr-i azîm görürsün.

,* * *

اِعْلَمْ

Ey şu zamanda mesail-i diniyede içtihad yapmak Otuzuncu Söz’ün Birinci Maksadı’nın âhirindeki vakıa-i ruhaniyeyi kasdediyor. (Mütercim)









isteyen zat! Bil ki; içtihad kapısı açıktır, lâkin altı tane husus (mani) vardır ki, sizin içtihada girmeye cevaz vermemektedir.

Birinci Mani: Nasılki kışta, şiddetli fırtınaların hücumu zamanında dar delikler dahi kapatıldığı halde, elbette yeni kapılar açmak kâr-ı akıl değildir. Öyle de münkerat ve bid’atlar seylinin ihatası zamanında ve tahribkâr düşmanların tehacümü vaktinde elbette İslâm kal’asının duvarları yarılarak pencere ve kapılar açılamaz.

İkinci Mani: Zaruriyat-ı diniye ki, onlarda içtihad mecali yoktur. Hem onlar, müslümanların kut ve gıdası hükmündedirler. İşte onlar ihmale uğramış ve sarsılmışlardır. Öyle ise, bütün himmet ve gayreti bunların ikamesine ve müslümanları, onların imtisaline sevketmeğe ve onları ihya etmeye sarfetmek gerektir. Ve bunlar, tamam ve kemalini bulduktan sonra, içtihad mümkin olabilir. Bununla beraber, nazariyat-ı Diniyedeki ihtiyaç, zaruriyyatın kemalinden sonra içtihada temas eder ki, o da selefin içtihadatıyla tevessü’ etmiş.. ve bütün zamanların ihtiyacatına da dar gelmemektedir.

____________________________________


Yükleniyor...