Hatta

وَ انْشَقَّ الْقَمَرُ

nün mânâsında, Kur’anı inkâr edenler (müşrikler) dahi herhangi bir tasarrufda veya başka bir sebebe tahvilde bulunamamışlardır.

0- Eğer Desen: İnşikak-ı Kamer gibi harikaların alemde iştihar etmesi ve herkesce bilinmiş, duyulmuş olması lazım?

evaben sana denilir ki: Matla’ların ihtilafı, bulutun varlığı ve bu günkü zaman gibi semavatı rasad edecek aletlerin bulunmamasından; hem inşikak, vakt-i gaflette vaki’ olduğundan; hem gece içerisinde vuku’ bulmuş olmasından; keza inşikak’ın anî bir tarzda vücuda gelmiş olmasından; dünyadaki umum insanların, ya da ekserisinin görmelerini lazım kılmaz. Bununla beraber, mevzu hakkında gelen rivayetlerde

{ Bu rivayetlerin ve geceleyin Yemen gibi yerlerde yolculuk yapan kervanların hadiseyi gördüklerine dair haberlerin me’hazı için bak: Risale-i Nur’un Kudsî Kaynakları 2. baskı s:437 sıra no: 146 –Mütercim–}

sabit olmuş ki: matla’ları aynı olan memleketlerin birçok kafileleri, kervanları inşikakı görmüşlerdir. Hem sonra Peygamberin (A.M.) bütün mucizelerinin başı ve reisi ve yedi vechile

{ Yedi vechle mu'cizeliği hakkında, “Âsar-ı Bediiye”deki “Rumûz” Risalenin başında kısaca izahı yapılmıştır. Hülasasının hülasası şöyledir: “1- Lafzın fesahatı. 2- Gaybi ihbar. 3- Lafızları pek çok ma'nayı tazammun eylemesi. 4- Her asırdaki insanların fehimlerine göre ayrı ma'naları içine alması. 5- Evvel ve ahirlerin hikaye ve haberlerini ifade etmesi. 6- Tazammun eylemiş olduğu İslâm dininin i'cazkâr kanunları. 7- Ve bu altı ma'nalardan çıkan zevk-i icazdır.” (Asar-ı Bediiye 2. baskı s:131)}

i’cazı bürhanlaştırılmış olan Kur'an-ı Mübîn, şu

وَ انْشَقَّ الْقَمَرُ

ayetiyle ona bakarak işaret eylemiştir.

(Nübüvvetin tahkiki hakkındaki uzun mukaddeme sona erdi, sadede geliyoruz.)

İşte eğer sen bütün bu meseleleri iyice anladı isen; sana “üç vecih”le nazm ve diziliş ahengi tilavet edilecek olan şu mevzu’umuz olan ayetin birbiriyle irtibat şeklini dinle.

irinci vechi: Ayetin mecmu'u makabliyle olan nazmı.


Yükleniyor...