evaben sana denilir ki: Evet, Tabiat denilen şey, ancak bir mistardır. Bir satırlıkdır. Masdar değil.. Bir matbaadır, tabi’ değil (tab’ eden değil), Kanunlardır, kuvvet değil. Belki de tabiat bir şeriat-ı fıtriye-i İlahiye olup, alem-i şehadet cesedinin azaları arasında bir nizamı ika’ eylemiştir. Evet, nasılki İslâm Şeriatı, beşerin ihtiyarî olan fiillerini tanzimden kaidelerinin zübdesi ve hülasasıdır. Öyle de: Devletin nizamı da, siyasî düsturlar ve kanunlarının mecmu’undan ibarettir. Buna göre, İslâm Şeriatı ve Devlet nizamı nasıl ki yalnız itibarî ve makul iki emrdirler. Onun gibi: Tabiat dahi itibarî bir emr olup hilkat ve mahlukat içinde cereyan etmekte olan ve “Adetûllah” ile tesmiye edilen kâinat nizamının hülasa ve özüne verilmiş bir isimdir. Hal böyle iken, Tabiatı harici ve bağımsız ve kendi başına bir varlığa sahib tevehhüm eylemek; medeniyet görmemiş şöyle vahşi bir adamın haline benzer ki; bir fırka askerin gayet intizam içindeki hareketlerini gördüğü zaman bu askerlerin aralarını birbirine bağlamış haricî bir emrin, bir şeyin (ipin veya zincirin) maddi varlığını itikad etmesi gibidir. İşte bunun gibi, kimin vicdanı o vahşî adam gibi vahşî ise, tabiatı da istimrar ve devamlılık sebebiyle, harici bir tesir sahibi (yani kendi başına müstakil) bir mevcud tahayyül edebilir.
Elhasıl: Tabiat denilen şey, Allah’ın sanatı ve kâinat nizamı olan fıtrî şeriatıdır. Bu şeriatın namus ve kanunları da, o şeriat-ı fıtriyenin meseleleridir.. Ve bunların kuvvetleri de, o meselelerin hükümleridir.
---------------(((---------------
Şimdi Tevhid’in Delilleri
Evet, ayette
اُعْبُدُوا
ile işaret eyldiği tevhidin delili; Tefsir-i İbn-i Abbasa (R.A.) göre
وحِّدُوا
demektir. Yani: Allahı birleyiniz! Hüküm, kuvvet, kudret, Rububiyet, tedbir, tedvir ve idare, emir ve irade gibi herşeyi yalnız ve yalnız ona veriniz, ondan biliniz!..
Evet, malum ola ki; Kuran-ı Mu’ciz-ül Beyan tevhide ait ne kadar delail varsa, hepsini almış, zikretmiştir.
Elhasıl: Tabiat denilen şey, Allah’ın sanatı ve kâinat nizamı olan fıtrî şeriatıdır. Bu şeriatın namus ve kanunları da, o şeriat-ı fıtriyenin meseleleridir.. Ve bunların kuvvetleri de, o meselelerin hükümleridir.
---------------(((---------------
Şimdi Tevhid’in Delilleri
Evet, ayette
اُعْبُدُوا
ile işaret eyldiği tevhidin delili; Tefsir-i İbn-i Abbasa (R.A.) göre
وحِّدُوا
demektir. Yani: Allahı birleyiniz! Hüküm, kuvvet, kudret, Rububiyet, tedbir, tedvir ve idare, emir ve irade gibi herşeyi yalnız ve yalnız ona veriniz, ondan biliniz!..
Evet, malum ola ki; Kuran-ı Mu’ciz-ül Beyan tevhide ait ne kadar delail varsa, hepsini almış, zikretmiştir.
Yükleniyor...