ancak ibadettir.. Hem insanın azaları üzerindeki maddî-manevî tabiatın kir ve pasını giderip kalaylattıracak şey, yine ancak ibadettir. İşte o a’zalar iman ve ibadetin nuru ile şeffaflaştırıldığı takdirde, her birisi mahsus bir alemin birer menfezi ve penceresi gibi olurlar. Hem yine ibadet eğer vicdan, akıl ve kalıp ile beraeber yapılabilirse; beşeri layık olduğu mukadder olan şeref ve kemaline ulaştırmış olur. Hem yine abd ile mabud arasında latif ve âlî bir nisbet ve şerif ve kıymettar bir münasebet ise, ancak yine ibadettir.. ve bu münasebet ise beşerin kemal mertebelerinin nihayetsiz mertebesi ve zirvesidir.

Ve İbadette İhlas

İbadetteki ihlas budur ki: İbadet; sana emr olunduğu için onu yapmandır. Başka bir tabirle: İbadet yapılır, çünki onun yapılmasına emredilmiştir. İbadete dair gelen emirlerin ve ibadetteki bütün fiil ve hareketlerin her birisi birçok hikmetleri müştemil bulunmuş olsa da; ve bu hikmetlerin her birisi o emirleri imtisal etmek için birer illet olmuş olsalar dahi; ancak ibadeti ihlas noktasında ele aldığımızda, ibadetin illeti emrin kendisi olması iktiza eyler. Eğer hikmetler, maslahatlar ibadetin yapılmasında illetler yerine konulursa, o zaman o ibadetler batıl olur. Lâkin eğer hikmet ve maslahatlar tercih edici sebebler makamında kalırlarsa caiz olabilirler.

(Mukaddime sona erdi. –Mütercim–)

---------------(((---------------

Ve mukaddimeden sonra: Vaktaki, Kur’anın muhatabları

يَا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا

fermanını işittiler; lisan-ı halleri ile şöyle bir istifsarda bulundular:

Acaba ibadetin hikmeti nedir? Ve ne içindir? Ve ona imtisal etmenin neden mecburiyeti olsun?. Ve hangi şey ve maksad içindir?!.

İşte bu suallerden “ibadetin hikmeti nedir?” mevzuunu üstte, mukaddimede cevabını işittin. Amma ibadetin asıl illeti hakkındaki suale Kur’an-ı Hakîm Sani’in vucudunu ve tevhidini

رَبَّكُمُ الَّذِيخَلَقَكُمْ

(yani O,

Yükleniyor...