VE İŞARAT’ÜL İ’CAZ’IN TERCÜMESİ

Risale-i Nur Müellifi Hz. Bediüzzaman 1951 lerde, Emirdağında iken: bir ara çok sevdiği talebelerinden Bedre’li merhum âlim sabri Hoca (Santral Sabri) ile, Barlalı Sıddık Süleyman üstadlarının ziyaretine gelirler. Hz. Üstad bu zatlara, bir-iki gün İşarat’ül İ’caz’ın Arabîsinden ders vermiş. Türkçe takrirli olan bu ders, not alınmış ve sonra bir lâhika tarzında “Emirdağ Lâhikası-II” mektupları içine dercedilmiştir. Oniki sahife kadar olan bu dersten gayrı daha devam edilmemiştir.

İşte bu mevzuda Üstad Hazretleri 22/3/1951 de yazılan bir mektubunda şöyle demiştir:

[…Merhum Hafız Ali’nin mahsus nüshası “İşarat-ül İ’caz” tefsirinde, Hafız Ali’nin tevafukat-ı harfiyesine dair çok güzel tevafukatlı işaret etmiş. O tefsiri benim çok hoşuma geldi ve her şeyi bıraktım, onu mütalaaya başladım. Gördüm ki: “İŞARAT-ÜL İ’CAZ” umum Risale-i Nur’un bir fihristesi, bir listesi ve Nur bağçesinin bir fidanlığı

{ İşarat-ül İ’caz’ın, Nur bahçesinin fidanlığı olduğu davasını –inşaallah– tercümemiz, mevzularının Nurların nerelerinde tafsilen geçtiğini gösteren atıflarla ibraz edeceğiz.

÷MütercimM}


ve sırr-ı İ’caz-ı Kur’an’ın bir menbaı olduğunu gördüm. Gayet ince ve derin olduğu için âlimler şimdiye kadar pek azını anlamışlardı. Fakat kimin eline geçmiş ise, fevkalade takdir etmiş ve “emsalsiz...” demişler.

{ İşarat-ül İ’caz’ı fevkalade takdir ve sena eden meşhur şahsiyetlerden yalnız burada merhum Mehmet Akif ile Irak’lı Tahir-üş Şûşî’yi nümune olarak gösteriyoruz. Merhum Mehmet Akif’in takdirkâr sözlerini nakleden zatların isimleri Mufassal Tarihçe 2.baskı –A.B.– sh: 905 te, Tahir-üş Şûşî’nin mektubu ise, sh: 1854’dedir. MütercimM}

Saniyen: Bu İşarat-ül İ’caz’ı bir defa daha aynı tarzda ve kerametli kıt’ada

{ Cenab-ı Müellif Hz.lerinin “kerametli kıt’a”dan muradı, İşarat-ül İ’caz’ın ilk matbu nüshasında, satırbaşlarında gelen Elif’lerin, Vav’ların ve sair bazı harflerin sayılarından bazı tevafukatları gösteren harika ve garip olan şeklidir. hMütercimM}

tab’etmek ve Arabistan, Pakistan gibi yerlere gitmek münasip görüldü. Fakat eski Said’in îcazdaki î’cazı beyan ettiği ve en ince münessabat-ı belağatı içinde, gayet ince ve kısa îcazlı cümleleri bir derece îzah veya Türkçe tercüme etmek lazım geliyor. Eski kuvvet ve iktidarım kalmadığı için, yalnız kendi başıma yapamayacağım. İnşaallah yakın bir zamanda Arabî bilen Nur kahramanlarından üç-

Yükleniyor...