بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
وَ بِه۪ نَسْتَع۪ينُ
[Medine-i Münevvere'de bulunan mühim bir âlimin Bedîüzzaman Hazretlerinin Tarihçe-i Hayatı için yazdığı bir "Önsöz"dür.]
Büyük İkbal'e ait olan "Önsöz"de demiştim ki: Büyüklerin tarih-i hayatları okunurken, ulvî menkıbeler söylenip, aziz hatıraları anılırken; insan, başka bir âleme girdiğini hissediyor. Gönlünü, tertemiz sevgi hislerinin ulvî ateşi yakıyor ve İlahî feyzi sarıyor. Tarih öyle büyük insanlar kaydeder ki; birçok büyükler, onlara nisbetle küçük kalır.
Tarihe şerefler veren erler anılırken
Yükselmede ruh en geniş âlemlere yerden
Bin rayihanın feyzi sarar ruhu derinden
Geçmiş gibi Cennet'teki gül bahçelerinden...
Bu derin hakikatı, "Önsöz"ü yazarken bütün azamet ve ihtişamıyla idrak etmiş bulunuyorum. Zira aziz ve muhterem okuyucularımıza en derin bir ihlas ve samimiyetle takdim ettiğimiz bu eser, hemen bir asra yaklaşan uzun ve bereketli ömrünün her safhası binlerle hârikaya sahne olan, gönüller fâtihi büyük Üstad Bedîüzzaman Said Nursî'ye, onun yüzotuz parçadan ibaret olan Risale-i Nur Külliyatı'na; ve ahlâk ve faziletleri, ihlas ve samimiyetleri, iman ve irfanları ile hayatın her safhasında sadece bir ülkeye değil, bütün insanlık âlemine tertemiz örnekler vermekte devam eden Nur Talebelerine aittir.
Bir kitabın "Mukaddeme"sini, o kitabın hülâsası diye tarif ederler. Halbuki her mevzuu müstakil bir esere sığmayacak kadar derin ve geniş olan bu muazzam kitabın muhteviyatını, böyle birkaç sahifelik mukaddemeye sığdırmak kabil midir?
وَ بِه۪ نَسْتَع۪ينُ
[Medine-i Münevvere'de bulunan mühim bir âlimin Bedîüzzaman Hazretlerinin Tarihçe-i Hayatı için yazdığı bir "Önsöz"dür.]
Büyük İkbal'e ait olan "Önsöz"de demiştim ki: Büyüklerin tarih-i hayatları okunurken, ulvî menkıbeler söylenip, aziz hatıraları anılırken; insan, başka bir âleme girdiğini hissediyor. Gönlünü, tertemiz sevgi hislerinin ulvî ateşi yakıyor ve İlahî feyzi sarıyor. Tarih öyle büyük insanlar kaydeder ki; birçok büyükler, onlara nisbetle küçük kalır.
Tarihe şerefler veren erler anılırken
Yükselmede ruh en geniş âlemlere yerden
Bin rayihanın feyzi sarar ruhu derinden
Geçmiş gibi Cennet'teki gül bahçelerinden...
Bu derin hakikatı, "Önsöz"ü yazarken bütün azamet ve ihtişamıyla idrak etmiş bulunuyorum. Zira aziz ve muhterem okuyucularımıza en derin bir ihlas ve samimiyetle takdim ettiğimiz bu eser, hemen bir asra yaklaşan uzun ve bereketli ömrünün her safhası binlerle hârikaya sahne olan, gönüller fâtihi büyük Üstad Bedîüzzaman Said Nursî'ye, onun yüzotuz parçadan ibaret olan Risale-i Nur Külliyatı'na; ve ahlâk ve faziletleri, ihlas ve samimiyetleri, iman ve irfanları ile hayatın her safhasında sadece bir ülkeye değil, bütün insanlık âlemine tertemiz örnekler vermekte devam eden Nur Talebelerine aittir.
Bir kitabın "Mukaddeme"sini, o kitabın hülâsası diye tarif ederler. Halbuki her mevzuu müstakil bir esere sığmayacak kadar derin ve geniş olan bu muazzam kitabın muhteviyatını, böyle birkaç sahifelik mukaddemeye sığdırmak kabil midir?
Yükleniyor...