İHTAR

اَلْمَرْءُ عَدُوٌّ لِمَا جَهِلَ

kaidesiyle, ben dahi nazım ve kafiyeyi bilmediğimden ona kıymet vermezdim. Safiye'yi kafiyeye feda etmek tarzında hakikatın suretini nazmın keyfine göre tağyir etmek hiç istemezdim. Şu kafiyesiz, nazımsız kitapta en âlî hakikatlere, en müşevveş bir libas giydirdim.

Evvelâ:

Daha iyisini bilmezdim. Zira yalnız manâyı düşünüyordum.

Sâniyen:

Cesedi libasa göre yontmakla rendeçleyen şuâraya tenkidimi göstermek istedim.

Sâlisen:

Ramazanda kalb ile beraber nefsi dahi hakikatlerle meşgul etmek için, böyle çocukça bir üslûb ihtiyar edildi. Fakat ey kâri'! Ben hata ettim, itiraf ederim. Sakın sen hata etme! Yırtık üslûba bakıp o âlî hakikatlere karşı dikkatsizlik ile hürmetsizlik etme!..

Said-i Nursî

Yükleniyor...