MAKALE - 17
Şu gelecek makaleler Otuzbir Mart hâdisesinde isyan eden sekiz tabur askeri itaâta getiren ve musibeti yüzden bire indiren iki derstir. -Müellif-
Volkan No:107 4 Nisan 1325 17 Nisan 1909
Serbestî Sayı: 111
Mizân Sayı: 128 2 Nisan 1325 15 Nisan 1909
KAHRAMAN ASKERLERİMİZE
Ey şanlı asakir-i muvahhidîn! Ve ey bu millet-i mazlumeyi ve mukaddes İslâmiyet'i iki defa
{(1) Serbestî Gazetesinde "defa" kelimesi yoktur. }
büyük vartadan tahlis eden muhteşem kahramanlar!..
Cemal ve kemâliniz, intizam ve inzibattır. Bunu da
{(2) Serbestî'de "bunu da hakkıyla" cümlesi yerine "nasılki" kelimesi vardır. }
hakkıyla en müşevveş zamanda gösterdiniz. Ve hayatınız, kuvvetiniz itaâttır.
{(3) Serbestî'de "kuvvet ve hayatınız, hatta hayat-ı İslâm da itaâttır" ifadesiyle. }
Bu meziyet-i mukaddeseyi en ufak âmirinize karşı bile irae eylediniz. Otuz milyon Osmanlı, üçyüz milyon İslâm'ın namusu artık sizin itaâtınıza bağlıdır. Sancak
{(4) Mizân'da "ve rayet-i tevhid-i İlâhî sizin için yed-i şecâatınızda" ifadesiyle.}
şecaatınızdadır. ve tevhid-i İlahî sizin yed-i Sizin o mübarek elinizin kuvveti de itaâttır. Sizin zabitleriniz, müşfik pederlerinizdir. Kur'ân, hadîs ve hikmet ve tecrübe ile sabittir ki: Haklı âmire itaât farzdır.
Malûmunuzdur ki, otuzüç milyon nüfus yüz sene zarfında böyle iki inkılabı yapamadı. Sizin o itaâttan neş'et eden hakikî kuvvetiniz, umum millet-i İslâmiyeyi
{(*) Volkan ve Mizân Gazetelerinde "umum milleti ve İslâmiyeti" şeklindedir.}
medyun-u şükran etti. Bu şerefi hakkıyla teyid etmek, zabitlerinize itaâtladır. İslâmiyet'in namusu da o itaâttadır. Biliyorum
Volkan No:107 4 Nisan 1325 17 Nisan 1909
Serbestî Sayı: 111
Mizân Sayı: 128 2 Nisan 1325 15 Nisan 1909
KAHRAMAN ASKERLERİMİZE
Ey şanlı asakir-i muvahhidîn! Ve ey bu millet-i mazlumeyi ve mukaddes İslâmiyet'i iki defa
{(1) Serbestî Gazetesinde "defa" kelimesi yoktur. }
büyük vartadan tahlis eden muhteşem kahramanlar!..
Cemal ve kemâliniz, intizam ve inzibattır. Bunu da
{(2) Serbestî'de "bunu da hakkıyla" cümlesi yerine "nasılki" kelimesi vardır. }
hakkıyla en müşevveş zamanda gösterdiniz. Ve hayatınız, kuvvetiniz itaâttır.
{(3) Serbestî'de "kuvvet ve hayatınız, hatta hayat-ı İslâm da itaâttır" ifadesiyle. }
Bu meziyet-i mukaddeseyi en ufak âmirinize karşı bile irae eylediniz. Otuz milyon Osmanlı, üçyüz milyon İslâm'ın namusu artık sizin itaâtınıza bağlıdır. Sancak
{(4) Mizân'da "ve rayet-i tevhid-i İlâhî sizin için yed-i şecâatınızda" ifadesiyle.}
şecaatınızdadır. ve tevhid-i İlahî sizin yed-i Sizin o mübarek elinizin kuvveti de itaâttır. Sizin zabitleriniz, müşfik pederlerinizdir. Kur'ân, hadîs ve hikmet ve tecrübe ile sabittir ki: Haklı âmire itaât farzdır.
Malûmunuzdur ki, otuzüç milyon nüfus yüz sene zarfında böyle iki inkılabı yapamadı. Sizin o itaâttan neş'et eden hakikî kuvvetiniz, umum millet-i İslâmiyeyi
{(*) Volkan ve Mizân Gazetelerinde "umum milleti ve İslâmiyeti" şeklindedir.}
medyun-u şükran etti. Bu şerefi hakkıyla teyid etmek, zabitlerinize itaâtladır. İslâmiyet'in namusu da o itaâttadır. Biliyorum
Yükleniyor...