YEDİNCİ VEHİM

İttihad-ı İslâm cemaati,

{(2) Volkan'da "Bu cemiyyet" şeklindedir. }

sair cem'iyet-i diniye ile şakk-ul asâdır. Rekabet ve münaferatı intac eder?!

Elcevab:

Evvelâ umûr-u uhreviyede hased ve müzahamet ve münakaşa olmadığından; bu cem'iyetlerden hangisi münakaşaya, rekabete kalkışsa, ibadette riya ve nifak etmiş gibidir?!.

Sâniyen:

Muhabbet-i din saikasıyla teşekkül eden cemaatlerin iki şart ile umumunu tebrik

{(3) Volkan'da "takdis" kelimesiyledir. }

ve onlarla ittihad ederiz.

Birinci şart: Hürriyet-i şer'iyeyi

{(4) Volkan'da "meşrutay-i meşruayı" şeklindedir. }

ve asayişi muhafaza etmektir.

İkinci şart: Muhabbet üzerinde hareket etmek, başka cem'iyete leke sürmekle kendisine kıymet vermeğe çalışmamak. Birinde hata bulunsa, müfti-i ümmet cem'iyet-i ulemaya havale etmektir.

Sâlisen:

İ'lâ-yı Kelimetullahı hedef-i maksad eden cemaat,

{(5) Volkan'da "cemiyyet" kelimesiyledir.}

hiçbir garaza vasıta olamaz. İsterse de muvaffak olamaz. Zîrâ nifaktır. Hakkın hatırı âlîdir, hiçbir hatıra feda olunmaz. Nasıl Süreyya süpürge olur veya üzüm salkımı gibi yenilir? Şems-i hakikata "püf, püf" eden, divaneliğini ilân eder.

Ey dinî cerideler! Maksadımız: Dinî cemaatlar maksadda ittihad etmelidirler. Mesalikte ve meşreblerde ittihad mümkin olmadığı gibi, caiz de değildir. Zîrâ taklid yolunu açar ve "Neme lâzım, başkası düşünsün" sözünü de söylettirir.

Yükleniyor...