HÜRRİYETE HİTAB
Ey hürriyet-i şer'î! Öyle müdhiş amma güzel ve müjdeli bir sadâ ile çağırıyorsun; benim gibi bir Kürdü tabakat-ı gaflet altında yatmışken uyandırıyorsun. Sen olmasaydın, ben ve umum millet zindan-ı esarette kalacaktık. Seni ömr-ü ebedî ile tebşir ediyorum.
Eğer aynü'l-hayat-ı şeriatı menba-ı hayat yapsan ve o cennette neşv ü nema bulsan, bu millet-i mazlûme de eski zamana nisbeten bin derece terakki edeceğini müjde veriyorum. Eğer hakkıyla seni rehber etse, ağraz-ı şahsî ve fikr-i intikam ile sizi lekedar etmezse!..
"El-azametü lillah vel-minnetü lehû" ki; bizi kabr-i vahşet ve istibdaddan ihraç ve cennet-i ittihad ve muhabbet-i milliyeye davet etti.
Ya Rab! Ne saadetli bir kıyamet, ne güzel bir haşir ki, "vel-ba'sü ba'de-l mevt" hakikatının küçük bir misalini bu zaman bize tasvir ediyor. Şöyle ki:
Asya'nın ve Rumeli'nin köşelerinde medfun olan medeniyet-i kadîme hayata başlamış; ve menfaatini mazarrat-ı umumiyede arayan ve istibdadı arzu edenler
يَا لَيْتَن۪ى كُنْتُ تُرَابًا
demeye başladılar.
Yeni Hükûmet-i Meşrutamız mu'cize gibi doğduğu için, inşâallah bir seneye kadar
تَكَلَّمَ فِى الْمَهْدِ صَبِيًّا
nin sırrına mazhar olacağız!..
Mütevekkilane, sabûrane tuttuğumuz otuz sene ramazan-ı sükûtun sevabıdır ki, azabsız cennet-i terakkî ve medeniyet kapılarını bize açmıştır. Hâkimiyet-i milletin beraât-i istihlali olan Kanun-u Şerî-i Esasi, hâzin-i Cennet gibi bizi oralara duhûle davet ediyor.
Ey mazlum ihvan-ı vatan!.. Gidelim dâhil olalım!
Birinci kapısı:
İttihad-ı kulûb.
İkincisi:
Muhabbet-i milliye.
Üçüncüsü:
Maarif.
Ey hürriyet-i şer'î! Öyle müdhiş amma güzel ve müjdeli bir sadâ ile çağırıyorsun; benim gibi bir Kürdü tabakat-ı gaflet altında yatmışken uyandırıyorsun. Sen olmasaydın, ben ve umum millet zindan-ı esarette kalacaktık. Seni ömr-ü ebedî ile tebşir ediyorum.
Eğer aynü'l-hayat-ı şeriatı menba-ı hayat yapsan ve o cennette neşv ü nema bulsan, bu millet-i mazlûme de eski zamana nisbeten bin derece terakki edeceğini müjde veriyorum. Eğer hakkıyla seni rehber etse, ağraz-ı şahsî ve fikr-i intikam ile sizi lekedar etmezse!..
"El-azametü lillah vel-minnetü lehû" ki; bizi kabr-i vahşet ve istibdaddan ihraç ve cennet-i ittihad ve muhabbet-i milliyeye davet etti.
Ya Rab! Ne saadetli bir kıyamet, ne güzel bir haşir ki, "vel-ba'sü ba'de-l mevt" hakikatının küçük bir misalini bu zaman bize tasvir ediyor. Şöyle ki:
Asya'nın ve Rumeli'nin köşelerinde medfun olan medeniyet-i kadîme hayata başlamış; ve menfaatini mazarrat-ı umumiyede arayan ve istibdadı arzu edenler
يَا لَيْتَن۪ى كُنْتُ تُرَابًا
demeye başladılar.
Yeni Hükûmet-i Meşrutamız mu'cize gibi doğduğu için, inşâallah bir seneye kadar
تَكَلَّمَ فِى الْمَهْدِ صَبِيًّا
nin sırrına mazhar olacağız!..
Mütevekkilane, sabûrane tuttuğumuz otuz sene ramazan-ı sükûtun sevabıdır ki, azabsız cennet-i terakkî ve medeniyet kapılarını bize açmıştır. Hâkimiyet-i milletin beraât-i istihlali olan Kanun-u Şerî-i Esasi, hâzin-i Cennet gibi bizi oralara duhûle davet ediyor.
Ey mazlum ihvan-ı vatan!.. Gidelim dâhil olalım!
Birinci kapısı:
İttihad-ı kulûb.
İkincisi:
Muhabbet-i milliye.
Üçüncüsü:
Maarif.
Yükleniyor...