Elhasıl:

Ekrad ve ülemasının istikbalini temin etmek istiyoruz. İttihad ve Terakki mânâsındaki hissemizi isteriz. Üzerinize hafif, yanımızda çok azîm birşey isteriz.

S- Maksadını mübhem bırakma, ne istersin?

C- Câmi-ül Ezher'in kızkarındaşı olan, "Medreset-üz Zehra" namıyla dâr-ül fünûnu mutazammın Kürdistan'ın merkezi hükmünde olan Bitlis ve iki refikasıyla Bitlis'in iki cenahı olan Van ve Diyarbekir'de te'sisi... Emin olunuz, biz Kürdler başkasına benzemiyoruz. Yakînen biliriz, içtimaî hayatımız Türklerin hayat ve saadetinden neş'et eder.

S- Nasıl? Ne gibi? Ne için?!.

C- Ona bazı şerait ve vâridat ve semerât vardır.

S- Şeraiti nedir?

C- Sekizdir.

Birincisi:

Medrese nam-ı me'luf ve me'nus ve cazibedar ve şevkengiz, itibarî olduğu halde büyük bir hakikatı tazammun ettiğinden rağabatı uyandıran o mübarek medrese ismiyle tesmiye.

İkincisi:

Fünûn-u cedideyi, ulûm-u medaris ile mezc ve derc.. ve lisan-ı Arabî vâcib, Kürdî caiz, Türkî lâzım kılmak.

S- Şu mezcde ne hikmet var ki, o kadar tarafdarsın; daima söylüyorsun?

C- Dört kıyas-ı fâsid

{(*) İşte o kıyaslar; maneviyatı maddiyata kıyas edip Avrupa sözünü onda dahi hüccet tutmak. Hem de bazı fünûnda meşhur olanların, başkasında da sözünü hüccet tutmak. Hem de fünûn-u cedideyi bilmeyen ülemanın sözünü, ulûm-u diniyede dahi kabul etmemek. Hem de fünûn-u cedidede mehareti için gurura gelip, dinde de nefsine itimad etmek. Hem de selefi halefe, mazîyi hale kıyas edip haksız itirazda bulunmak gibi fasid kıyaslardır. (Birader-i Ebu Lâşey) Abdülmecid}

ile hasıl olan safsatanın zulmetinden muhakeme-i zihniyeyi halas etmek, meleke-i feylesofane, taklid-i tufeylaneye ettiği mugalatayı izale etmek...

S- Ne gibi?

Yükleniyor...