İşte İslâmiyet'in ahkâmı iki kısımdır:

Birisi:

Şeriat ona müessistir, bu ise hüsn-ü hakikî ve hayr-ı mahzdır.

İkincisi:

Şeriat, muaddildir. Yani gayet vahşî ve gaddar bir suretten çıkarıp, ehven-üş şer ve muaddel ve tabiat-ı beşere tatbiki mümkin ve tamamen hüsn-ü hakikîye geçebilmek için zaman ve zeminden alınmış bir surete ifrağ etmiştir. Çünki birden tabiat-ı beşerde umumen hükümferma olan bir emri birden ref' etmek, birden tabiat-ı beşeri birden kalbetmek iktiza eder. Binaenaleyh Şeriat vâzı-ı esaret değildir, belki en vahşi suretten böyle tamamen hürriyete yol açacak ve geçebilecek bir surete indirmiştir, ta'dil etmiştir.

Hem de dörde kadar taaddüd-ü zevcât: Tabiata, akla, hikmete muvafakatı ile beraber; Şeriat bir taneden dörde çıkarmamış, belki sekiz-dokuzdan dörde indirmiştir. Bahusus taaddüdde öyle şerait koymuştur ki; ona müraat etmekle hiçbir mazarrata müeddi olmaz. Bazı noktada şer olsa da ehven-üş şerdir. Ehven-üş şer ise, bir adalet-i izafiyedir. Heyhat!.. Âlemin her halinde hayr-ı mahz olamaz.

S-

{(*) Şu sual maalcevap ehemmiyetsizlik ile beraber, cevapta bir iki nokta-i mühimme vardır. -Müellif-}

İnkılabdan on sene evvel, hükûmete nihayet derecede mu'teriz olduğun halde; hükûmete hücum edenlere dahi itiraz ederdin. Hatta selatîn-i Osmaniyeyi ifrat ile sena ederdin. Hatta der idin: Muhtemeldir Abdulhamîd muktedir değildir ki; dizgini gevşetsin; milletin saadetine yol versin. Veyahud hata bir içtihad ile olabilir; bir gayr-ı makbul özrü kendine bulsun.. Veyahud avanelerinin ve vehminin elinde mahbus gibidir. Sonra birden bütün kabahatı ona attın. Neden hem itiraz hem hücum ederdin? Hem de bazılara karşı müdafaa ederdin?..

C- İnkılabdan onaltı sene evvel Mardin cihetlerinde beni hakka irşâd eden bir zata rastgeldim; siyasetteki muktesit mesleği bana gösterdi. Hem tâ o vakitte meşhur "Kemal'in rüyasıyla"

{(**) Namık Kemal'in hürriyeti bir huriye benzeterek ve rü'ya ile vasıflandırarak edîbâne bir tasvir ile anlattığı makalesi ve kitapçığıdır. -Naşir-}

uyandım. Lâkin maateessüf sû'-i tesadüf ile hükûmete itiraz edenlerden ehl-i ifrat ve ehl-i tefrite rast geldim. Ehl-i ifratın bir kısmı, Arab'dan sonra İslâmiyetin kıvamı olan

Yükleniyor...