Üçüncüsü:
Red ve inkâr olduğundan, bürhan ve isbat ister. O nefiydir. Nefiy kolayca isbat edilmez. Belki butlan-ı mânâ ile binefsihî müntefî olur.
* * *
S- Tenkidi nasıl görüyorsun? Hususan umûr-u diniyede.
C- Tenkidin saiki, ya nefretin teşeffîsidir veya şefkatın tatminidir. Dostun veya düşmanın ayıbını görmek gibi...
Sıhhat ve fesada muhtemel bir şeyde, kabule temayül ve tercih şefkatten; redde temayül ve tercih -vesvese olmazsa- nefretten geldiğine ayardır.
وَعَيْنُ الرِّضَا عَنْ كُلِّ عَيْبٍ كَل۪يلَةٌ ٭ وَلٰكِنَّ عَيْنَ السُّخْطِ تُبْدِى الْمَسَاوِيَا
Saik-i tenkid, aşk-ı hak ve arzu-yu tenzih-i hakikat olmalı. Selef-i sâlihînin tenkidleri gibi.
* * *
S- Zalim gâvurların bu kadar propagandalarına nasıl mukabele edilmeli?
C- Propaganda, sâbıkan tezyif ettiğim zalim cerbezenin veled-i nâmeşruudur. Ona mukabele, o yalancı silâhla olmamalı, belki sıdk ve hak ile olmalı. Bir tane sıdk, bir harman yalanı yakar.
قُلِ اللّٰهُ ثُمَّ ذَرْهُمْ ف۪ى خَوْضِهِمْ يَلْعَبُونَ ٭ اِنَّمَا الْح۪يلَةُ ف۪ى تَرْكِ الْحِيَلِ
Maziye, mesaibe kader nazarıyla; ve müstakbele, me'âsîye teklif noktasından bakmak lâzımdır.
Çaresi bulunan şeyde acze, çaresi bulunmayan şeyde ceza'a iltica etmemek elzemdir.
* * *
Red ve inkâr olduğundan, bürhan ve isbat ister. O nefiydir. Nefiy kolayca isbat edilmez. Belki butlan-ı mânâ ile binefsihî müntefî olur.
S- Tenkidi nasıl görüyorsun? Hususan umûr-u diniyede.
C- Tenkidin saiki, ya nefretin teşeffîsidir veya şefkatın tatminidir. Dostun veya düşmanın ayıbını görmek gibi...
Sıhhat ve fesada muhtemel bir şeyde, kabule temayül ve tercih şefkatten; redde temayül ve tercih -vesvese olmazsa- nefretten geldiğine ayardır.
وَعَيْنُ الرِّضَا عَنْ كُلِّ عَيْبٍ كَل۪يلَةٌ ٭ وَلٰكِنَّ عَيْنَ السُّخْطِ تُبْدِى الْمَسَاوِيَا
Saik-i tenkid, aşk-ı hak ve arzu-yu tenzih-i hakikat olmalı. Selef-i sâlihînin tenkidleri gibi.
S- Zalim gâvurların bu kadar propagandalarına nasıl mukabele edilmeli?
C- Propaganda, sâbıkan tezyif ettiğim zalim cerbezenin veled-i nâmeşruudur. Ona mukabele, o yalancı silâhla olmamalı, belki sıdk ve hak ile olmalı. Bir tane sıdk, bir harman yalanı yakar.
قُلِ اللّٰهُ ثُمَّ ذَرْهُمْ ف۪ى خَوْضِهِمْ يَلْعَبُونَ ٭ اِنَّمَا الْح۪يلَةُ ف۪ى تَرْكِ الْحِيَلِ
Maziye, mesaibe kader nazarıyla; ve müstakbele, me'âsîye teklif noktasından bakmak lâzımdır.
Çaresi bulunan şeyde acze, çaresi bulunmayan şeyde ceza'a iltica etmemek elzemdir.
Yükleniyor...