üzere beraber temaşa edelim (Sadece ibret için bazı bölümlerini alıyoruz).
“Yukardaki örneklerden anlaşılacağı üzere:
Deccal (Ahirzamanda gelecek ve Hazret-i Muhammedin Peygamberliğini inkâr edip İslâmiyeti tahribe çalışacak ve dünyayı fesada verecek çok kötü ve dine ait hiç bir gerçeği, Allah’ın varlığını hiç bir delili kabul etmemek yolunda olan dehşetli bir şahıs) hakkındaki hadislerde bahsedilen şahsın Atatürk olduğunu zaman göstermiştir. Atatürk, İslâmların Deccalı olan Süfyandır.
Atatürk, İslâm şeriatının tahribine çalışmıştır, mağrur, firavunlaşmış, Allah’ı unutmuştur.
“Bir zaman gelecek Allah Allah diyen kalmıyacak” hadisine uygun olarak, Atatürk zamanında “Allah Allah” diyen tekke, zikirhane ve medreseler kapanmış, ezan Türkçe okunmuştur”
İslâm Deccalı ölünce ona hizmet eden şeytan, İstanbul Dikilitaş’da o öldü diye bütün dünyaya bağıracak” hadisine uygun olarak Atatürk’ün ölümü radyo ile dünyaya duyurulmuştur.
“Süfyan su içecek, eli delinecek” hadisi, Atatürk’ün rakıya mübtelâ olacağını, bu yüzden hasta olacağını ve israf yapacağını göstermiştir.
“Ahirzamanın dehşetli bir şahsı sabah kalkar, alnında “bu kafirdir” yazılmış olur” hadisine uygun olarak Atatürk kanun zoruyla herkese şapkayı giydirmiştir. Fakat şapka da secdeye gittiği için istemiyerek giyenler kâfir olmamışlardır.
“Ahirzamanda Deccal gibi bir kısım şahıslar kendilerine secde ettirecekler” hadisine uygun olarak, Atatürk kendisine ve heykellerine baş eğdirmektedir.
“Fitne-i ahirzaman o kadar dehşetlidir ki kimse nefsine hâkim olamaz.” hadisine uygun olarak, Atatürk devrinde dans, tiyatro gibi kadınlı erkekli oyunlar, gayr-ı meşru oyun ve eğlenceler, büyük günahlar ve âdetler ortaya çıkmıştır.
Atatürk devrinde, ordu ve millet tarafından yapılanlar haksız olarak Atatürk’ün şahsına mal edilmiştir. Atatürk devrinde kanun perdesi altında herkesin vicdanına, mukaddesatına, kıyafetine müdahale edilmiştir.
Millet mağlûbiyet hengâmında gizli ve dehşetli mâhiyetine bakmıyarak Atatürk’ü alkışlayıp başına koymuştur. Fakat ordu ve dindar millet gerçeği görecek ve Atatürk’ün yaptığı bu dehşetli tahribâtı tamire çalışacaktır.
Atatürk fiilleriyle İslâmiyet an’aneleri aleyhine çalışmıştır. Atatürk Ayasofya camiini puthaneye, Meşihat dairesi (Osmanlı Devletinin Diyanet dairesini) Kız lisesine çevirmiştir.”
Sadede dönüyor ve bir diğer parçadan bölümler alıyoruz. (Yine şapka mes’elesi)
“Yukardaki örneklerden anlaşılacağı üzere:
Deccal (Ahirzamanda gelecek ve Hazret-i Muhammedin Peygamberliğini inkâr edip İslâmiyeti tahribe çalışacak ve dünyayı fesada verecek çok kötü ve dine ait hiç bir gerçeği, Allah’ın varlığını hiç bir delili kabul etmemek yolunda olan dehşetli bir şahıs) hakkındaki hadislerde bahsedilen şahsın Atatürk olduğunu zaman göstermiştir. Atatürk, İslâmların Deccalı olan Süfyandır.
Atatürk, İslâm şeriatının tahribine çalışmıştır, mağrur, firavunlaşmış, Allah’ı unutmuştur.
“Bir zaman gelecek Allah Allah diyen kalmıyacak” hadisine uygun olarak, Atatürk zamanında “Allah Allah” diyen tekke, zikirhane ve medreseler kapanmış, ezan Türkçe okunmuştur”
İslâm Deccalı ölünce ona hizmet eden şeytan, İstanbul Dikilitaş’da o öldü diye bütün dünyaya bağıracak” hadisine uygun olarak Atatürk’ün ölümü radyo ile dünyaya duyurulmuştur.
“Süfyan su içecek, eli delinecek” hadisi, Atatürk’ün rakıya mübtelâ olacağını, bu yüzden hasta olacağını ve israf yapacağını göstermiştir.
“Ahirzamanın dehşetli bir şahsı sabah kalkar, alnında “bu kafirdir” yazılmış olur” hadisine uygun olarak Atatürk kanun zoruyla herkese şapkayı giydirmiştir. Fakat şapka da secdeye gittiği için istemiyerek giyenler kâfir olmamışlardır.
“Ahirzamanda Deccal gibi bir kısım şahıslar kendilerine secde ettirecekler” hadisine uygun olarak, Atatürk kendisine ve heykellerine baş eğdirmektedir.
“Fitne-i ahirzaman o kadar dehşetlidir ki kimse nefsine hâkim olamaz.” hadisine uygun olarak, Atatürk devrinde dans, tiyatro gibi kadınlı erkekli oyunlar, gayr-ı meşru oyun ve eğlenceler, büyük günahlar ve âdetler ortaya çıkmıştır.
Atatürk devrinde, ordu ve millet tarafından yapılanlar haksız olarak Atatürk’ün şahsına mal edilmiştir. Atatürk devrinde kanun perdesi altında herkesin vicdanına, mukaddesatına, kıyafetine müdahale edilmiştir.
Millet mağlûbiyet hengâmında gizli ve dehşetli mâhiyetine bakmıyarak Atatürk’ü alkışlayıp başına koymuştur. Fakat ordu ve dindar millet gerçeği görecek ve Atatürk’ün yaptığı bu dehşetli tahribâtı tamire çalışacaktır.
Atatürk fiilleriyle İslâmiyet an’aneleri aleyhine çalışmıştır. Atatürk Ayasofya camiini puthaneye, Meşihat dairesi (Osmanlı Devletinin Diyanet dairesini) Kız lisesine çevirmiştir.”
Sadede dönüyor ve bir diğer parçadan bölümler alıyoruz. (Yine şapka mes’elesi)
Yükleniyor...