Bu unsurlardan toprak unsuru bir dil olarak bütün zîhayatların herbiri bir kelime-i zîhayat olup

اَلتَّحِيَّاتُ

derler. Çünki herbir avuç toprak ekser nebatata saksılık edebilir ve menşe' olabilir bir vaziyettedir. O halde herbir avuç toprakta, ya bütün beşerin meydana getirdikleri bütün fabrikaların adedince manevî küçücük mikyasta fabrikalar -herbir avuç toprakta- bulunacak. Bu ise hadsiz derecede imkânsız... Veyahut bir Kadîr-i Mutlakın hadsiz kudreti, nihayetsiz ilmi ve iradesiyle olacak. Demek toprak unsuru, bütün eczası ile ve zerratı ile bu mazhariyet için hadsiz

اَلتَّحِيَّاتُ لِلّٰهِ

der. Yani: Ezelden ebede kadar bütün zîhayatların hayat hediyeleri Zât-ı Vâcib-ül Vücud'a hastır.

Sonra herkesin hususî dünyasındaki gibi, benim de hususî dünyamın ikinci unsuru olan su unsuru dahi, küllî bir lisan olarak bütün zerratı ile, hususan zîhayatların menşe'lerine ve yaşamalarına hizmetleri noktalarında, trilyonlar, katrilyonlar adedince

اَلْمُبَارَكَاتُ

Yükleniyor...