bazı avamın hatırı için hakikatın hatırını kırmayacağım.
S- Şu makam, nihayet derecede tafsile değer bir makamdır. Mücmel ve mübhem bırakma!
C- Zaman-ı sâbık, vahşet ve cehaletinizi istihdam ederek pis bir tarîk ile ve müheyya ettiği plânlarla, bir kısım büyükler cebir kuvvetiyle o menbaı ve o madeni delip, zülal-i hayatı kumistan ve şûristan sahrasına akıttılar. Bazı tenbel ve cerrarlar yeşillendi. Hattâ onlar servet-i dünyadan tenfir yolunda pençesini küçük bir "sayd"a (ava) atan bîçarelerin hassas ve zaîf damarlarını tutarlardı. Tâ pençeleri o sayddan açılsın, onlar o avı kaçırsınlar. Evet her milletin -o milletin menfaatı için- bir miktar malı ile fedakârlık edip bir sehaveti vardır. İşte bizdeki sehavet-i milliye sû'-i istimal edildi. Başka milletin sehavet-i milliyesi zeyn-âb (havuz) gibi içine girer, milletin cevfinde hazine tutar. Ulûm ve maarif, altına su verir. Hem de zaman-ı sâbıkta bir kısım büyükler, namus-u milleti muhafaza eden cesaret-i milliyeyi sû'-i istimal edip, zemin-i
S- Şu makam, nihayet derecede tafsile değer bir makamdır. Mücmel ve mübhem bırakma!
C- Zaman-ı sâbık, vahşet ve cehaletinizi istihdam ederek pis bir tarîk ile ve müheyya ettiği plânlarla, bir kısım büyükler cebir kuvvetiyle o menbaı ve o madeni delip, zülal-i hayatı kumistan ve şûristan sahrasına akıttılar. Bazı tenbel ve cerrarlar yeşillendi. Hattâ onlar servet-i dünyadan tenfir yolunda pençesini küçük bir "sayd"a (ava) atan bîçarelerin hassas ve zaîf damarlarını tutarlardı. Tâ pençeleri o sayddan açılsın, onlar o avı kaçırsınlar. Evet her milletin -o milletin menfaatı için- bir miktar malı ile fedakârlık edip bir sehaveti vardır. İşte bizdeki sehavet-i milliye sû'-i istimal edildi. Başka milletin sehavet-i milliyesi zeyn-âb (havuz) gibi içine girer, milletin cevfinde hazine tutar. Ulûm ve maarif, altına su verir. Hem de zaman-ı sâbıkta bir kısım büyükler, namus-u milleti muhafaza eden cesaret-i milliyeyi sû'-i istimal edip, zemin-i
Yükleniyor...