doğru olursa; kaymakam ve vali reis değiller, belki ücretli hizmetkârlardır. Gayr-ı müslim reis olamaz, fakat hizmetkâr olur. Farzediniz ki, memuriyet bir nevi riyaset ve bir ağalıktır. Gayr-ı müslimlerden üç bin adamı ağalığımıza, riyasetimize şerik ettiğimiz vakitte; millet-i İslâmiyeden aktar-ı âlemde üç yüz bin adamın riyasetine yol açılıyor. Biri zayi' edip, bini kazanan zarar etmez.

S- Şeriatın bazı ahkâmı, meselâ valilerin vazifelerine taalluku var.

C- Bundan sonra bizzarure hilafeti temsil eden Meşihat-ı İslâmiye ve diyanet dairesi; hem âlî, hem mukaddes, hem ayrı, hem nezzare olacaktır. Şimdi hâkim şahıs değil, efkâr-ı âmme olduğu için, onun nev'inden şahs-ı manevî bir fetva emini ister....

S- Eskiden beri işitiyoruz ki: "Bazı Jön Türkler masondurlar, dine zarar ediyorlar."

C- İstibdad, kendini ibka etmek için şu telkinatı vermiştir.

{*: Nasılki şimdi yirmibeş sene istibdad-ı mutlakı yapanlar, dindarları irtica' ile ittiham ederek, istibdad-ı mutlakın altındaki irtidadlarını saklıyorlar.}

Bazı lâübalilik dahi,

Yükleniyor...