şedde sayılmaz);

يُخْرِجُهُمْ مِنَ ﴿الظُّلُمَاتِ﴾ اِلَى النُّورِ

bin üçyüz yetmişiki (1372) -şeddesiz-

وَالَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اَوْلِيَٓاؤُهُمُ ﴿الطَّاغُوتُ﴾

bin dörtyüz onyedi (1417) (

﴿يُخْرِجُونَهُمْ مِنَ النُّورِ اِلَى﴾ الظُّلُمَاتِ

bin üçyüz otuzsekiz (1338) -şedde sayılmaz-;

اُولٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ

bin ikiyüz doksanbeş (1295) -şedde sayılır- eder.

Risalet-ün Nur'un hem iki kerre ismine, hem suret-i mücahedesine, hem tahakkukuna ve te'lif ve tekemmül zamanına tam tamına tevafukuyla beraber ehl-i küfrün bin ikiyüz doksanüç (1293) harbiyle âlem-i İslâm'ın nurunu söndürmeye çalışması tarihine ve Birinci Harb-i Umumî'den istifade ile bin üçyüz otuzsekiz (1338) de bil'fiil nurdan zulümata atmak için yapılan dehşetli muahedeler tarihine tam tamına tevafuku ve içinde mükerreren nur ve zulümat karşılaştırılması ve bu mücahede-i maneviyede Kur'anın nurundan gelen bir nur, ehl-i imana bir nokta-i istinad olacağını mana-yı işarî ile haber veriyor diye

Yükleniyor...