Ve keza harf-i tarif olan
ال
in ifade ettiği beş manayı,
اَلَّذ۪ينَ
de ifade ediyor. O manaların en meşhuru, ahddir. Yani gerek
ال
den, gerek
اَلَّذ۪ينَ
den, ma'hud ve malûm bir şey kasdedilir. Binaenaleyh Ebucehil, Ebuleheb, Ümeyye İbn-i Halef ve saire gibi ma'hud ve meşhur büyük kâfirlere
اَلَّذ۪ينَ
ile işaret edilmiş olduğu ihtimali pek kavîdir. Bu ihtimale binaen şu âyet, gaybdan ihbar eden âyetlerden biri olur. Çünki onlar küfür üzerine ölmüşlerdir. Ve aynı zamanda, i'caz-ı manevînin dört nev'inden bir nev'i, şu gaybî ihbarlardan tezahür eder.
S- Kur'an zaruriyat-ı diniyedendir. Zaruriyatta ihtilaf olamaz. Halbuki müfessirlerce verilen ayrı ayrı manaların bir kısmı, birbirine muhaliftir?
C- Azizim! Kur'anın herbir kelâmı, üç kaziyeyi müştemildir:
Birincisi:
Bu, Allah'ın kelâmıdır.
İkincisi:
Allah'ca murad olan mana haktır.
Üçüncüsü:
Mana-yı murad, budur.
Eğer Kur'anın o kelâmı, başka bir manaya ihtimali olmayan muhkemattan olursa veya Kur'anın başka bir yerinde beyan edilmiş ise, birinci ve ikinci kaziyeleri aynen kabul etmek lâzımdır ve inkârları da küfürdür. Şayet Kur'anın o kelâmı, başka bir manaya ihtimali olan bir nass veya zahir olursa, üçüncü kaziyeyi kabul etmek lâzım olmadığı gibi inkârı da küfür değildir. İşte müfessirlerin ihtilafları, ancak ve ancak şu kısma aittir.
İhtar:
Mütevatir hadîsler de, bu hususta, âyetler gibidir. Yalnız birinci kaziye, teemmül yeridir. Çünki
هٰذَا
ile işaret edilen hadîsin, hakikaten hadîs olup olmadığında tereddüd yeri vardır.
S- Küfür, cehildir. Halbuki kâfirler, Hazret-i Muhammed'i (A.S.M.) evlâdları kadar tanıyorlardı?
C- Küfür, iki kısımdır. Bir kısmı, bilmediği için inkâr eder; ikincisi, bildiği halde inkâr eder. Bu da, birkaç şubedir. Birincisi; bilir lâkin
ال
in ifade ettiği beş manayı,
اَلَّذ۪ينَ
de ifade ediyor. O manaların en meşhuru, ahddir. Yani gerek
ال
den, gerek
اَلَّذ۪ينَ
den, ma'hud ve malûm bir şey kasdedilir. Binaenaleyh Ebucehil, Ebuleheb, Ümeyye İbn-i Halef ve saire gibi ma'hud ve meşhur büyük kâfirlere
اَلَّذ۪ينَ
ile işaret edilmiş olduğu ihtimali pek kavîdir. Bu ihtimale binaen şu âyet, gaybdan ihbar eden âyetlerden biri olur. Çünki onlar küfür üzerine ölmüşlerdir. Ve aynı zamanda, i'caz-ı manevînin dört nev'inden bir nev'i, şu gaybî ihbarlardan tezahür eder.
S- Kur'an zaruriyat-ı diniyedendir. Zaruriyatta ihtilaf olamaz. Halbuki müfessirlerce verilen ayrı ayrı manaların bir kısmı, birbirine muhaliftir?
C- Azizim! Kur'anın herbir kelâmı, üç kaziyeyi müştemildir:
Birincisi:
Bu, Allah'ın kelâmıdır.
İkincisi:
Allah'ca murad olan mana haktır.
Üçüncüsü:
Mana-yı murad, budur.
Eğer Kur'anın o kelâmı, başka bir manaya ihtimali olmayan muhkemattan olursa veya Kur'anın başka bir yerinde beyan edilmiş ise, birinci ve ikinci kaziyeleri aynen kabul etmek lâzımdır ve inkârları da küfürdür. Şayet Kur'anın o kelâmı, başka bir manaya ihtimali olan bir nass veya zahir olursa, üçüncü kaziyeyi kabul etmek lâzım olmadığı gibi inkârı da küfür değildir. İşte müfessirlerin ihtilafları, ancak ve ancak şu kısma aittir.
İhtar:
Mütevatir hadîsler de, bu hususta, âyetler gibidir. Yalnız birinci kaziye, teemmül yeridir. Çünki
هٰذَا
ile işaret edilen hadîsin, hakikaten hadîs olup olmadığında tereddüd yeri vardır.
S- Küfür, cehildir. Halbuki kâfirler, Hazret-i Muhammed'i (A.S.M.) evlâdları kadar tanıyorlardı?
C- Küfür, iki kısımdır. Bir kısmı, bilmediği için inkâr eder; ikincisi, bildiği halde inkâr eder. Bu da, birkaç şubedir. Birincisi; bilir lâkin
Yükleniyor...