arasında nisbet yoktur. Onun için inhilale yüz tutarlar. Fakat âhiretteki cisimlerin yapılışı öyle değildir. Eczaları arasında tam manasıyla müvazene vardır ki; inhilale mahal kalmaz.

Üçüncü ve Dördüncü Noktalar:

Yani dünyanın ikinci tamiriyle haşrin vukuudur. Evet tevhid ve nübüvvetin isbatları, yalnız delil-i naklî ile sahih değildir. Çünki devir lâzım gelir. Evet Kur'an ve hadîsten ibaret olan naklî delillerin sıhhatı, nübüvvetin sıhhat ve sıdkına bağlıdır. Eğer nübüvvet de delil-i naklî ile isbat edilirse, muhal lâzım gelir. Bunun için Kur'an-ı Kerim, tevhid ile nübüvveti delail-i akliye ile isbat etmiştir. Amma haşir mes'elesinin hem aklî hem naklî deliller ile isbatı sahihtir.

Delil-i aklî ile isbatı,

وَ بِاْلاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

âyet-i kerimesinin bahsinde beyan edilmiştir. Hülâsası: Vücudlarında şek, ve şübhe olmayan nizam, rahmet ve nimet, ancak ve ancak haşrin gelmesiyle ve ikinci bir hayatın tahakkuku ile nizam, rahmet, nimet olabilirler. Eğer haşir gelmezse ve ikinci bir hayat tahakkuk etmezse, bunları esma-ül ezdaddan addetmek lâzım gelir.

Delil-i naklî ise: Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan ile bütün enbiya, haşrin geleceğine ittifak etmişlerdir.

Aklî ve naklî deliller ise: Fahreddin-ür Râzî'nin tefsirinde bu kabîl delilleri bildiren âyetler beyan edilmiştir. Hülâsa: Bilhâssa hayvanat ve nebatatta daima vukua gelen haşirlere dikkat edip teemmül eden adam, elde edeceği müteferrik emarelerle haşrin vukuuna, hads ile yani bir sür'at-i intikal ile hükmedecektir.

Şimdi bu âyetin cümlelerini birbirine bağlayan münasebetlere gelelim. Evet bu âyetin cevherlerini nazmeden ve cümlelerinin silsilesine medar-ı bahs olan nokta, saadettir. Şöyle ki:

Saadet-i ebediye iki kısımdır:

Birinci ve en birinci kısmı: Allah'ın rızasına, lütfuna, tecellisine, kurbiyetine mazhar olmaktır.

İkinci kısmı ise, saadet-i cismaniyedir. Bunun esasları; mesken, ekl, nikâh olmak üzere üçtür. Ve bu üç esasın derecelerine göre saadet-i cismaniye tebeddül eder. Ve bu kısım saadeti ikmal ve itmam eden, hulûd ve devamdır. Çünki saadet devam etmezse, zıddına inkılab eder.

Birinci kısım saadetin aksamı, tafsilden müstağnidir veya gayr-ı kabildir.


Yükleniyor...