Demek akıl, kalb, vicdan, insaniyet, rikkat-i cinsiye, tabiat, şeriat nazarında gıybet merduddur, matruddur.
اِنَّ اْلاِنْسَانَ الَّذ۪ى لَا يُدْرِكُ سِرَّ التَّعَاوُنِ لَهُوَ اَجْمَدُ مِنَ الْحَجَرِ اِذْ مِنَ الْحَجَرِ مَا يَتَقَوَّسُ لِمُعَاوَنَةِ اَخ۪يهِ اِذِ الْحَجَرُ مَعَ حَجَرِيَّتِه۪ اِذَا خَرَجَ مِنْ يَدِ الْمُعَقِّدِ الْبَان۪ى فِى السَّقْفِ الْمُحَدَّبِ يَم۪يلُ وَ يَخْضَعُ رَاْسَهُ لِيُمَاسَّ رَاْسَ اَخ۪يهِ لِيَتَمَاسَكَا عَنِ السُّقُوطِ
Yani; kubbelerde taşlar başbaşa vururlar, tâ düşmesinler.
Cüz'-i lâ-yetecezza zerresinden insana, insandan şems-i şümusa müteselsil mahrutî silsilenin vasatındaki cevher-i ferîdi, insan-ı mükerremdir.
İnsanın meşhur havâssından başka havâssı vardır. Zaika gibi bir hiss-i saika, hem
Yükleniyor...