Hâtime
Şu acz, fakr, şefkat, tefekkür tarîkındaki dört hatvenin izahatı; hakikatın ilmine, şeriatın hakikatına, Kur'anın hikmetine dair olan yirmialtı aded Sözler'de geçmiştir. Yalnız şurada bir iki noktaya kısa bir işaret edeceğiz. Şöyle ki:
Evet şu tarîk daha kısadır. Çünki dört hatvedir. Acz, elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelal'e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefsinden elini çeker, fakat maşuk-u mecazîye yapışır. Onun zevalini bulduktan sonra Mahbub-u Hakikî'ye gider.
Hem şu tarîk daha eslemdir. Çünki nefsin şatahat ve bâlâ-pervazane davaları bulunmaz. Çünki acz ve fakr ve kusurdan başka nefsinde bulmuyor ki, haddinden fazla geçsin.
Hem bu tarîk daha umumî ve cadde-i kübradır. Çünki kâinatı ehl-i vahdet-ül vücud gibi, huzur-u daimî kazanmak için i'dama mahkûm zannedip "Lâ mevcude illâ Hû" hükmetmeye
Şu acz, fakr, şefkat, tefekkür tarîkındaki dört hatvenin izahatı; hakikatın ilmine, şeriatın hakikatına, Kur'anın hikmetine dair olan yirmialtı aded Sözler'de geçmiştir. Yalnız şurada bir iki noktaya kısa bir işaret edeceğiz. Şöyle ki:
Evet şu tarîk daha kısadır. Çünki dört hatvedir. Acz, elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelal'e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefsinden elini çeker, fakat maşuk-u mecazîye yapışır. Onun zevalini bulduktan sonra Mahbub-u Hakikî'ye gider.
Hem şu tarîk daha eslemdir. Çünki nefsin şatahat ve bâlâ-pervazane davaları bulunmaz. Çünki acz ve fakr ve kusurdan başka nefsinde bulmuyor ki, haddinden fazla geçsin.
Hem bu tarîk daha umumî ve cadde-i kübradır. Çünki kâinatı ehl-i vahdet-ül vücud gibi, huzur-u daimî kazanmak için i'dama mahkûm zannedip "Lâ mevcude illâ Hû" hükmetmeye
Yükleniyor...