daki şedde lâm-ı aslî olsa, tam tamına (1356) ederek küfür ve nifakın dehşetli fırtınalarının tarihine tevafukla parmak basar gördüm.
Evet, iki "ra" (400); üç "fa" , iki "lâm" (300); bir "kaf" , iki şeddeli "nun" lar (300); bir "mim" bir "sin" (100); diğer "mim", bir "ye", bir "nun" o da (100), iki "nun" o da (100); yekûnü (1300). Bir "lâm", bir "kef" (50), şeddeli "dal" (8) ve iki medde, iki hemze (4); mecmuu (1362) eder. Öteki üç adedi de kıyas edilsin.
Hem onikinci ve onüçüncü sahifelere dikkatle baktım, gördüm ki: Risale-i Nur'a ve şakirdlerine ve muarızlarına o derece mutabık geliyor ki; değil yalnız bir mana-yı işarî ile bir remizdir; belki bu asra bakan mana-yı sarihiyle hususî bakar, küllî manasına mümtaz bir ferd olarak dâhil eder diye kat'î anladım, hadsiz şükrettim. Bu hizmet-i nuriyede şimdiye kadar başımıza gelen belalar yüz derece ziyade olsa yine ucuzdur; biz kazanıyoruz. O belalar, ehemmiyetsiz fâni şişelerimizi ve cam parçalarımızı kırmalarıyla, bâki ve uhrevî elmasları bize kazandırıyorlar diye sabır içinde şükretmeliyiz ve sevinmeliyiz bildim.
Hem beni bu sekizinci defadaki zehirlendirmeleri dahi yine akîm kaldığını size beşaret veriyorum.
فَاِنَّكَ مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ
Gavs-ı A'zam'ın teminatı, yine tahakkuk eyledi.
Umum kardeşlerime birer birer selâm ve dua eder ve dualarını bu mübarek şuhur-u selâsede isterim.
Ve daire-i nuriyede kesretli bulunan masumların ve elleri boş dönmeyen mübarek ihtiyarların masumane dualarını bütün ruhumla arzu eden kardeşiniz
Said Nursî
* * *
Evet, iki "ra" (400); üç "fa" , iki "lâm" (300); bir "kaf" , iki şeddeli "nun" lar (300); bir "mim" bir "sin" (100); diğer "mim", bir "ye", bir "nun" o da (100), iki "nun" o da (100); yekûnü (1300). Bir "lâm", bir "kef" (50), şeddeli "dal" (8) ve iki medde, iki hemze (4); mecmuu (1362) eder. Öteki üç adedi de kıyas edilsin.
Hem onikinci ve onüçüncü sahifelere dikkatle baktım, gördüm ki: Risale-i Nur'a ve şakirdlerine ve muarızlarına o derece mutabık geliyor ki; değil yalnız bir mana-yı işarî ile bir remizdir; belki bu asra bakan mana-yı sarihiyle hususî bakar, küllî manasına mümtaz bir ferd olarak dâhil eder diye kat'î anladım, hadsiz şükrettim. Bu hizmet-i nuriyede şimdiye kadar başımıza gelen belalar yüz derece ziyade olsa yine ucuzdur; biz kazanıyoruz. O belalar, ehemmiyetsiz fâni şişelerimizi ve cam parçalarımızı kırmalarıyla, bâki ve uhrevî elmasları bize kazandırıyorlar diye sabır içinde şükretmeliyiz ve sevinmeliyiz bildim.
Hem beni bu sekizinci defadaki zehirlendirmeleri dahi yine akîm kaldığını size beşaret veriyorum.
فَاِنَّكَ مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ
Gavs-ı A'zam'ın teminatı, yine tahakkuk eyledi.
Umum kardeşlerime birer birer selâm ve dua eder ve dualarını bu mübarek şuhur-u selâsede isterim.
Ve daire-i nuriyede kesretli bulunan masumların ve elleri boş dönmeyen mübarek ihtiyarların masumane dualarını bütün ruhumla arzu eden kardeşiniz
Said Nursî
Yükleniyor...