hakikat için ona çalışanlar bulunacak; dünya maksadları ona karışmayacak; tâ ki, uzakta olan ehl-i iman, o hakikata ve sadık naşirlerine tam itimad edip imanlarını, zındıkların ve dinsizlerin, din aleyhindeki dehşetli feylesofların itirazlarından ve inkârlarından kurtarsınlar.
Evet o ehl-i iman, lisan-ı hal ile diyecek ki: Madem bu hakikatı, bu kadar şiddetli düşmanları çürütemediler ve itiraz edemiyorlar ve şakirdleri, haktan başka onun hizmetinde hiçbir maksad taşımıyorlar; elbette o hakikat, ayn-ı hak ve mahz-ı hakikattır diye bin bürhan kadar bir delil hükmünde imanını kuvvetlendirir ve kurtarır; ve "İslâmiyet'te bir hakikatsızlık mı var?" diye daha evhama düşmeyecekler.
İki defadır, himmeti uzun, eli kısa Abdurrahman Salahaddin, Asâ-yı Musa'yı ve Zülfikar'ın bir kısmını Câmi-ül Ezher'e göndermek istemiş, hilaf-ı me'mul olarak, o lüzumlu ve ehemmiyetli yere bazı esbaba binaen gitmemiş.
اَلْخَيْرُ ف۪ى مَا اخْتَارَهُ اللّٰهُ
kaidesince, belki ben o iki nüshaya bakmadığım ve tashih edemediğim için; o inceden inceye herşeyi tedkik eden ülema heyetine, tam bir tashih gördükten sonra, hem tam Zülfikar ve Asâ-yı Musa beraber olarak gitmek münasibdir diye kalbime geldi. Belki ehemmiyetli ve ülemanın itirazını celbedecek sehivler içinde var. Onun için o iki risaleyi Salahaddin bana göndersin ki, ben bakacağım. Sonra inşâallah hem tam Zülfikar'ı, hem Asâ-yı Musa ile, hem Tılsım Mecmuası ile, ehemmiyetli bir beyanname ile beraber göndereceğiz.
.........
Üstadlarımdan birisi olan Mevlâna Celaleddin-i Rumî'nin (K.S.) mensublarından olduğu anlaşılan eczacı Hacı Abdüllatif'in mektubundan anlaşılıyor ki; bilerek, tam takdir ederek Nurlara hizmet edecektir. Zâten ben bekliyordum ki, Mevlevîlerden bazı Nur kahramanları çıksın. İnşâallah birisi bu olacak. Ona çok selâm ederim. Hususî mektub yazmağa halim müsaade etmediği için gücenmesinler. Orada, Sabri ve mahdumları ve Nur şakirdlerine ve başta Hoca Vehbi Hazretleri olarak hocalarına çok selâm eder ve dualarını bekleriz.
* * *
Evet o ehl-i iman, lisan-ı hal ile diyecek ki: Madem bu hakikatı, bu kadar şiddetli düşmanları çürütemediler ve itiraz edemiyorlar ve şakirdleri, haktan başka onun hizmetinde hiçbir maksad taşımıyorlar; elbette o hakikat, ayn-ı hak ve mahz-ı hakikattır diye bin bürhan kadar bir delil hükmünde imanını kuvvetlendirir ve kurtarır; ve "İslâmiyet'te bir hakikatsızlık mı var?" diye daha evhama düşmeyecekler.
İki defadır, himmeti uzun, eli kısa Abdurrahman Salahaddin, Asâ-yı Musa'yı ve Zülfikar'ın bir kısmını Câmi-ül Ezher'e göndermek istemiş, hilaf-ı me'mul olarak, o lüzumlu ve ehemmiyetli yere bazı esbaba binaen gitmemiş.
اَلْخَيْرُ ف۪ى مَا اخْتَارَهُ اللّٰهُ
kaidesince, belki ben o iki nüshaya bakmadığım ve tashih edemediğim için; o inceden inceye herşeyi tedkik eden ülema heyetine, tam bir tashih gördükten sonra, hem tam Zülfikar ve Asâ-yı Musa beraber olarak gitmek münasibdir diye kalbime geldi. Belki ehemmiyetli ve ülemanın itirazını celbedecek sehivler içinde var. Onun için o iki risaleyi Salahaddin bana göndersin ki, ben bakacağım. Sonra inşâallah hem tam Zülfikar'ı, hem Asâ-yı Musa ile, hem Tılsım Mecmuası ile, ehemmiyetli bir beyanname ile beraber göndereceğiz.
.........
Üstadlarımdan birisi olan Mevlâna Celaleddin-i Rumî'nin (K.S.) mensublarından olduğu anlaşılan eczacı Hacı Abdüllatif'in mektubundan anlaşılıyor ki; bilerek, tam takdir ederek Nurlara hizmet edecektir. Zâten ben bekliyordum ki, Mevlevîlerden bazı Nur kahramanları çıksın. İnşâallah birisi bu olacak. Ona çok selâm ederim. Hususî mektub yazmağa halim müsaade etmediği için gücenmesinler. Orada, Sabri ve mahdumları ve Nur şakirdlerine ve başta Hoca Vehbi Hazretleri olarak hocalarına çok selâm eder ve dualarını bekleriz.
Yükleniyor...