عَلٰى قَدْرِ الطَّاقَةِ وَاْلاِمْكَانِ

lütf-u İlahî ile çalıştırılmasaydım, bütün kazancım masiyet ve kara yüzle, perişan hal ile, nasıl dergâh-ı İlahiyeye çıkacaktım? Elhamdülillah sümme ve sümme elhamdülillah, niyet-i hâlise ve cüz'-i lâ-yetecezza kabîlinden olan Kur'anî hizmet sebebiyle, bu abd-i pür-taksir de inşâallah duanızla rahmet-i İlahiyeye nâil olur ümidindeyim.

Hulusi

* * *


(Sabri'nin bir fıkrasıdır)

بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

Efendim, hiç şekk ve şübhem kalmadı ki; nur nurdan seçilemediği gibi, nur deryasının nuranî talebeleri de, nerede olursa olsun hepsi bir gayede, umumu bir zihniyette, yekdiğerlerine rekabetleri yok, daima birbirinin evsaf-ı mümtazesiyle müftehir ve mübahi, samimiyet ve vefa hususunda, rüfekasını şahsına tercih eder, bir emelde bulunmaları yegâne emel ve gayeleri olan tevhidin bir alâmet-i mümtaze ve farikası olan ittihad ve tesanüd-ü hakikiye ve meşruayı kalen ve fiilen ve halen göstermeleriyle sabittir ki, bu hal bir alâmet-i muvaffakıyettir.

Talebeniz H. S.

* * *


(Re'fet Bey'in bir fıkrasıdır)

Aziz ve muhterem Üstadım Efendim!

Son neşrettiğiniz Söz, fakirde çok derin tesir ve intibalar bıraktı. Onun saikının ne olduğunu anlayamadım. Zât-ı âlînizi o Söz'de çok hiddetli buldum. Gayet ateşîn bir kalem, bütün elemlerinizi dökmüştü. İhtiva ettiği hakaika mest ü hayran olduğum halde, saatlerce okudum. Artık Sözlerinizin hiçbirini diğerine tercih edemiyorum. Zira birine mühim derken, diğeri daha mühim ve bir diğeri ehemm olarak kendini gösteriyor. Binaenaleyh envâr-ı Kur'aniyeyi gökteki yıldızlara benzetiyorum. Filhakika yıldızlar parlaklık itibariyle birbirinden farklı ise de, hepsi yıldızdır. Ve aynı menba'dan ahz-ı envâr

Yükleniyor...