halini ve esbabını biraz anlatayım" demek nev'inden olan Yirmisekizinci Mektub'un Altıncı Mes'elesini de okudum. Çok istifade ettim. Allah sizden razı olsun.
Hulusi
* * *
(Hulusi Bey'in fıkrasıdır)
Bu defa lütf u inayet buyurulan, Yirmisekizinci Mektub'un Yedinci Mes'elesini hürmetle aldım. Ta'zimle ve defaatle mütalaa ettim. Ayrıca bir defa yeni talebeniz Hâfız Ömer Efendi'ye ve bir defa pederim ve eski hocalarımdan İbrahim Efendi ve bir dostumuza ve bir defa da Fethi Bey'e okudum. İnşâallah yine okur ve okuttururum. Bu mübarek mektubunuzla başta şu bîçare olduğu halde, dinleyenlerin ahval-i ahîre dolayısıyla kalblerinde hasıl olan manevî yaraya çok mükemmel ve münasib bir merhem vurdunuz.
لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِ
nass-ı celilini hatırlatarak, Allah'ın lütfuna ve Habib-i Ekreminin (A.S.M.) ruhaniyetine, Kur'an-ı Azîmüşşan'ın
مِنْ اَوَّلِ النُّزُولِ اِلٰى قِيَامِ السَّاعَةِ
devam ettiğine şübhe kalmayan i'cazına dehalet ve hakikî sabırla bu acılara mukabele ederseniz, inşâallah yakın ve nurlu istikbale mazhar olursunuz, gibi hakikaten pek azîm bir müjde vermiş oldunuz. Bîçaregân-ı ümmete, izn-i İlahî ile beyan buyurduğunuz i'caz-ı Kur'an hürmetine, Allah-u Zülcelal muhterem üstadımızdan ebeden razı olsun. Ve Hazret-i Kur'an hesabına intizar buyurduğunuz ümidlerinizi, an-karib mübeddel-i hakikat ve mü'minlere de selâmet-i iman tevfik buyursun, âmîn.
Yirmisekizinci Mektub'un Yedinci Mes'elesini almazdan evvel, mübarek Sözler'le alâkadar olmayan zevata, defaatle üstadım altı-yedi seneden beri şöyle buyurmaktadır: "Kur'an'ın surları yıkılmıştır. Bütün hücumlar Kur'an'adır. İmanı kurtarmak zamanıdır." İşte yavaş yavaş bu beyanatın sıhhati, her gözü ve aklı olan mü'min tarafından tasdik edilecek hâdisat zuhur etmektedir, diyordum. Bu mektub, bu bîçare talebenizin Üstadının emirlerini tebliğde sadık olduğunu isbat etmekle beraber, evvelce de arzettiğim vecihle, mektubları
Hulusi
(Hulusi Bey'in fıkrasıdır)
Bu defa lütf u inayet buyurulan, Yirmisekizinci Mektub'un Yedinci Mes'elesini hürmetle aldım. Ta'zimle ve defaatle mütalaa ettim. Ayrıca bir defa yeni talebeniz Hâfız Ömer Efendi'ye ve bir defa pederim ve eski hocalarımdan İbrahim Efendi ve bir dostumuza ve bir defa da Fethi Bey'e okudum. İnşâallah yine okur ve okuttururum. Bu mübarek mektubunuzla başta şu bîçare olduğu halde, dinleyenlerin ahval-i ahîre dolayısıyla kalblerinde hasıl olan manevî yaraya çok mükemmel ve münasib bir merhem vurdunuz.
لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِ
nass-ı celilini hatırlatarak, Allah'ın lütfuna ve Habib-i Ekreminin (A.S.M.) ruhaniyetine, Kur'an-ı Azîmüşşan'ın
مِنْ اَوَّلِ النُّزُولِ اِلٰى قِيَامِ السَّاعَةِ
devam ettiğine şübhe kalmayan i'cazına dehalet ve hakikî sabırla bu acılara mukabele ederseniz, inşâallah yakın ve nurlu istikbale mazhar olursunuz, gibi hakikaten pek azîm bir müjde vermiş oldunuz. Bîçaregân-ı ümmete, izn-i İlahî ile beyan buyurduğunuz i'caz-ı Kur'an hürmetine, Allah-u Zülcelal muhterem üstadımızdan ebeden razı olsun. Ve Hazret-i Kur'an hesabına intizar buyurduğunuz ümidlerinizi, an-karib mübeddel-i hakikat ve mü'minlere de selâmet-i iman tevfik buyursun, âmîn.
Yirmisekizinci Mektub'un Yedinci Mes'elesini almazdan evvel, mübarek Sözler'le alâkadar olmayan zevata, defaatle üstadım altı-yedi seneden beri şöyle buyurmaktadır: "Kur'an'ın surları yıkılmıştır. Bütün hücumlar Kur'an'adır. İmanı kurtarmak zamanıdır." İşte yavaş yavaş bu beyanatın sıhhati, her gözü ve aklı olan mü'min tarafından tasdik edilecek hâdisat zuhur etmektedir, diyordum. Bu mektub, bu bîçare talebenizin Üstadının emirlerini tebliğde sadık olduğunu isbat etmekle beraber, evvelce de arzettiğim vecihle, mektubları
Yükleniyor...