(Şu fıkra Hüsrev'in mektubundandır)

Sevgili ve Muhterem Üstadım,

Sözlerinizin (yani Risalelerinizin) her biri birer derya-yı azîmdir. Sözlerinizden pek çok feyz alıyorum. O kadar ki, okudukça tekrar etmeyi istiyorum. Ve tekrarında duyduğum İlahî bir zevki tarif edemeyeceğim. Bugün Sözlerinizden değil hepsini, bir tanesini alan insaf ile okursa, hakkı teslime ve münkir ise gittiği yolu terke, fâsık ise tövbeye mecbur olacağına kat'iyyen ümidvarım.

Hüsrev

* * *


(Şu fıkra Re'fet Bey'in mektubudur)

Sözleriniz mürşidane ve çok yüksek olduğundan gayet dikkatli ve tahlil ederek okunmak îcab ediyor. Serdeylediğiniz delail-i akliye ve mantıkıye o kadar tatlı ve hayretbahştır ki; İnsan okudukça okuyor ve nâmütenahî bir zevk-i manevî hissederek hiç elinden bırakmak istemiyor. Bu sebeble bir defa okumak kâfi değil. Hepsi yanında bulunup daima okumalıdır.

Re'fet

* * *


(Şu fıkra dahi Sabri Efendi'nin mektubudur)

Üstadım Efendim!

Şu kıymetli elmaslar Cenab-ı Hak'tan Habib-i Zîşanına gönderilen Şecere-i Tûbâ'nın nâmütenahî semereleri olduğunu ve bunların emsali gibi bînazir mücevheratın ihraç ve teşhiri zamanını bulup sergi-i Rabbaniye ve Muhammediyeye vaz'eden zât-ı üstadanelerine şu dakikada kasır aklım ve istidadsız lisanımla şöyle dualar ediyorum:

اَللّٰهُمَّ احْفَظْ مُؤَلِّفَ هٰذَا الدُّرِّ الْيَكْتَا الَّذ۪ى هُوَ مَوْسُومٌ بِرِسَالةِ النُّورِ وَ اَعْطِ قَلْبَهُ ﴿وَ قَلْبَ صَبْر۪ى﴾ اَلَّذ۪ى هُوَ مَمْلُوءٌ بِالْحَقَائِقِ وَ اْلاِبْتِهَاجِ وَ السُّرُورِ اٰم۪ينَ

Sabri

* * *


Yükleniyor...