وَابْتَغُٓوا اِلَيْهِ الْوَس۪يلَةَ وَجَاهِدُوا ف۪ى سَبِيلِه۪ ٭ وَ حَسُنَ اُولٰٓئِكَ رَف۪يقًا
Riyakârlık olmasın, selim fikrinizden, ciddî tavrınızdan, Kur'an'a ittiba ve temessük yolundaki doğru irşadınızdan, hakikî sözlerinizden, samimî telkininizden, umumî hayırhah hissiyatınızdan kalbime, mecruh ruhuma uzanan tîg-i şifa, neşter-i ümidin tesiriyle dilşâd ve mutmain oldum. Türlü türlü evhamın açtıkları menfezlerden rahnedar kalan ruhuma tamam ve muvafık buldum. Zira
وَاتَّبَعُوا النُّورَ الَّذ۪ٓى اُنْزِلَ مَعَهُٓ ٭ وَالَّذ۪ينَ يُمَسِّكوُنَ بِالْكِتَابِ ٭ وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعًا ٭ وَمَنْ يَعْتَصِمْ بِاللّٰهِ فَقَدْ هُدِىَ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ ٭ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰى ٭ وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ ٭ هٰذَا بَيَانٌ لِلنَّاسِ وَ هُدًى وَ مَوْعِظَةٌ لِلْمُتَّق۪ينَ ٭ تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِ ٭ قَدْ جَٓاءَكُمْ مِنَ اللّٰهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُب۪ينٌ ٭ وَاَنَّ هٰذَا صِرَاط۪ى مُسْتَق۪يمًا ٭ مَنِ اتَّبَعَ رِضْوَانَهُ سُبُلَ السَّلَامِ
vesaire gibi hakikatlar dimağıma yerleşti.
Elbette bu keyfiyet bana hacc-ı ekber, râh-ı saadet, ömr-ü ebed, tayr-ı devlet, enfal-i ganîmet sebebi olunca, sürurumdan ne kadar kabarsam ve siz halaskâr ve hekim-i derdime ne kadar teşekkür ve izhar-ı mahmidet eylesem hakkım olmaz mı?
İşte bu vesiledir ki, beni Kur'an dellâlına, Risale-i Nur müellifinin şakirdliğine tahsis ve kabul ettirmek gibi, azîm lütuflarına mazhar kılan Rabb-ı Rahîmime karşı, dünyada kaldığım ve imkân bulduğum müddetçe kalemimi, hayatımı bu uğurda istimal etmeye söz ve karar verdirdi. Fazlaca söz söylemeye salahiyetim ve o mertebeye istihkakım olmadığından, şimdilik kısa kesiyorum. Hizmetiniz umumî ve müessir, âmâliniz muvaffak, himmetiniz âlî ve daim, emeğiniz makbul, sa'yiniz meşkûr, hayatınız mes'ud, ömrünüz efzûn, sıhhatiniz mahfuz olsun. Sonsuz minnetdarlığımın kabulünü, manevî
Riyakârlık olmasın, selim fikrinizden, ciddî tavrınızdan, Kur'an'a ittiba ve temessük yolundaki doğru irşadınızdan, hakikî sözlerinizden, samimî telkininizden, umumî hayırhah hissiyatınızdan kalbime, mecruh ruhuma uzanan tîg-i şifa, neşter-i ümidin tesiriyle dilşâd ve mutmain oldum. Türlü türlü evhamın açtıkları menfezlerden rahnedar kalan ruhuma tamam ve muvafık buldum. Zira
وَاتَّبَعُوا النُّورَ الَّذ۪ٓى اُنْزِلَ مَعَهُٓ ٭ وَالَّذ۪ينَ يُمَسِّكوُنَ بِالْكِتَابِ ٭ وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعًا ٭ وَمَنْ يَعْتَصِمْ بِاللّٰهِ فَقَدْ هُدِىَ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ ٭ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰى ٭ وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ ٭ هٰذَا بَيَانٌ لِلنَّاسِ وَ هُدًى وَ مَوْعِظَةٌ لِلْمُتَّق۪ينَ ٭ تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِ ٭ قَدْ جَٓاءَكُمْ مِنَ اللّٰهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُب۪ينٌ ٭ وَاَنَّ هٰذَا صِرَاط۪ى مُسْتَق۪يمًا ٭ مَنِ اتَّبَعَ رِضْوَانَهُ سُبُلَ السَّلَامِ
vesaire gibi hakikatlar dimağıma yerleşti.
Elbette bu keyfiyet bana hacc-ı ekber, râh-ı saadet, ömr-ü ebed, tayr-ı devlet, enfal-i ganîmet sebebi olunca, sürurumdan ne kadar kabarsam ve siz halaskâr ve hekim-i derdime ne kadar teşekkür ve izhar-ı mahmidet eylesem hakkım olmaz mı?
İşte bu vesiledir ki, beni Kur'an dellâlına, Risale-i Nur müellifinin şakirdliğine tahsis ve kabul ettirmek gibi, azîm lütuflarına mazhar kılan Rabb-ı Rahîmime karşı, dünyada kaldığım ve imkân bulduğum müddetçe kalemimi, hayatımı bu uğurda istimal etmeye söz ve karar verdirdi. Fazlaca söz söylemeye salahiyetim ve o mertebeye istihkakım olmadığından, şimdilik kısa kesiyorum. Hizmetiniz umumî ve müessir, âmâliniz muvaffak, himmetiniz âlî ve daim, emeğiniz makbul, sa'yiniz meşkûr, hayatınız mes'ud, ömrünüz efzûn, sıhhatiniz mahfuz olsun. Sonsuz minnetdarlığımın kabulünü, manevî
Yükleniyor...