بِاسْمِهِ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Aziz, sıddık kardeşim Re'fet Bey,
Mâşâallah şimdi siz ümid ettiğim tarzda risaleleri takib ediyorsunuz ve yazıyorsunuz. Senin gibilerin az sa'yi dahi çok hükmündedir. Çünki çoklar size itimad edip, sizi taklid eder. Sizin gibi ciddî kardeşleri, bu gurbet memleketinde bulduğumdan, burası benim için hakikî bir vatan hükmüne geçti, hakikî vatanımı unutturdu. Yazılan eserlerin yüksekliği, me'haz ve maden-i kudsîleri olan Kur'an'dan sonra sizler gibi muhatabların ciddî iştiyakları ve tam tefehhümleridir. Siz beni bulduğunuzdan bir şükretseniz, ben sizi bulduğumdan dolayı bin şükrediyorum.
Mektubunda ism-i a'zamı sual ediyorsun. İsm-i a'zam gizlidir. Ömürde ecel, ramazanda leyle-i kadir gibi, esmada ism-i a'zamın istitarı mühim hikmeti var. Kendi nokta-i nazarımda hakikî ism-i a'zam gizlidir, havassa bildirilir. Fakat her ismin de a'zamî bir mertebesi var ki, o mertebe ism-i a'zam hükmüne geçiyor. Evliyaların ism-i a'zamı ayrı ayrı bulması bu sırdandır. Hazret-i Ali'nin (R.A.) Ercuze namında bir kasidesi Mecmuat-ül Ahzab'da var. İsm-i a'zamı altı isimde zikrediyor. İmam-ı Gazalî onu Cünnet-ül Esma namındaki risalesinde, Hazret-i Ali'nin zikrettiği ve ism-i a'zamın muhiti olan o esma-i sitteyi şerh ve hâssalarını beyan etmiştir. O altı isim de,
فَرْدٌ ٭ حَىٌّ ٭ قَيُّومٌ ٭ حَكَمٌ ٭ عَدْلٌ ٭ قُدُّوسٌ
dür.
Keramet-i gaybiyenin ikinci parçasını tashih ederek, bir parça daha ilâve ettik, gönderdim.
Bedreddin'in sür'atle ileri gitmesi, Kur'an-ı Hakîm'in feyz-i kerametindendir. Cenab-ı Hak muvaffak etsin.
Hacı İbrahim Efendi'ye bilhâssa selâm ediyorum. Lütfü, Rüşdü, Hâfız Ahmed, Sezai Efendilere selâm ediyoruz. Âhiret hemşireme de dua ediyorum. Senin bu defaki mektubun bir parçası Mektubat içine dercedildi.
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Kardeşiniz
Said Nursî
* * *
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Aziz, sıddık kardeşim Re'fet Bey,
Mâşâallah şimdi siz ümid ettiğim tarzda risaleleri takib ediyorsunuz ve yazıyorsunuz. Senin gibilerin az sa'yi dahi çok hükmündedir. Çünki çoklar size itimad edip, sizi taklid eder. Sizin gibi ciddî kardeşleri, bu gurbet memleketinde bulduğumdan, burası benim için hakikî bir vatan hükmüne geçti, hakikî vatanımı unutturdu. Yazılan eserlerin yüksekliği, me'haz ve maden-i kudsîleri olan Kur'an'dan sonra sizler gibi muhatabların ciddî iştiyakları ve tam tefehhümleridir. Siz beni bulduğunuzdan bir şükretseniz, ben sizi bulduğumdan dolayı bin şükrediyorum.
Mektubunda ism-i a'zamı sual ediyorsun. İsm-i a'zam gizlidir. Ömürde ecel, ramazanda leyle-i kadir gibi, esmada ism-i a'zamın istitarı mühim hikmeti var. Kendi nokta-i nazarımda hakikî ism-i a'zam gizlidir, havassa bildirilir. Fakat her ismin de a'zamî bir mertebesi var ki, o mertebe ism-i a'zam hükmüne geçiyor. Evliyaların ism-i a'zamı ayrı ayrı bulması bu sırdandır. Hazret-i Ali'nin (R.A.) Ercuze namında bir kasidesi Mecmuat-ül Ahzab'da var. İsm-i a'zamı altı isimde zikrediyor. İmam-ı Gazalî onu Cünnet-ül Esma namındaki risalesinde, Hazret-i Ali'nin zikrettiği ve ism-i a'zamın muhiti olan o esma-i sitteyi şerh ve hâssalarını beyan etmiştir. O altı isim de,
فَرْدٌ ٭ حَىٌّ ٭ قَيُّومٌ ٭ حَكَمٌ ٭ عَدْلٌ ٭ قُدُّوسٌ
dür.
Keramet-i gaybiyenin ikinci parçasını tashih ederek, bir parça daha ilâve ettik, gönderdim.
Bedreddin'in sür'atle ileri gitmesi, Kur'an-ı Hakîm'in feyz-i kerametindendir. Cenab-ı Hak muvaffak etsin.
Hacı İbrahim Efendi'ye bilhâssa selâm ediyorum. Lütfü, Rüşdü, Hâfız Ahmed, Sezai Efendilere selâm ediyoruz. Âhiret hemşireme de dua ediyorum. Senin bu defaki mektubun bir parçası Mektubat içine dercedildi.
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Kardeşiniz
Said Nursî
Yükleniyor...