Elhamdülillah hakaik-i Kur'aniyeden yevmen feyevmen nasîbedar oluyoruz ve olacağız inşâallah. Hemen Cenab-ı Kibriya şu enhar-ı kevseri, hayat-ı bâkiye harmanı olan mahşere kadar akıtsın, âmîn.
Üstadım Efendim, bugün harekât-ı maziyem ile ahval-i hazıramı mukayese ciheti ihtar edildi. Alâ kadr-il istitaa tedkik ettim. Neticede ahval-i hazıramı "hamden sümme hamden" sıklet cihetinde pek hafif ve kıymet hususunda pek ağır buldum. Harekât-ı sâbıkam ise bunun hilafınadır. Elhamdülillah Cenab-ı Feyyaz-ı Hakikî, âciz, fakir, muhtaç kullarından rahmet-i Rabbaniyesini esirgemedi.
"Armut piş ağzıma düş" kabîlinden her nevi malzeme-i cerrahiye-i ruhiyeyi, hâzık bir operatörle beraber ihsan buyurdu. Eğer bizler, bu ameliyatı görmeseydik ve bu nurlu ve zevkli, şevkli ihrama girmeseydik, hubb-u câh yüzünden acaba hangi bid'attan geri duracaktık.
İşte lâyüadd ve lâyuhsa Nurların bîpâyan füyuzatı, zümre-i muvahhidîni medyun-u şükran bırakmıştır. "Elhamdülillahi Rabb-il Âlemîn"
Hemen Cenab-ı Hak cümle ümmet-i Muhammed'i (A.S.M.) envâr-ı Kur'aniyeden müstefid ve hakikî muvahhidîn sınıfına ilhak ve şimdiye kadar gafletle geçirdiğimiz zamanlardan, defter-i a'malimize yazılan seyyiatımızı, rahmetiyle afv buyursun, âmîn.
Hulusi-i Sâni Sabri
* * *
(Zekâi'nin bir fıkrasıdır)
Üstadım!
Bir meydan-ı mücadele ve imtihan olan şu dünyanın her köşesinde beşere ders-i ibret olacak bir hâdise, bir nümune eksik değil. Her yerde muhtelif-ül mizaç insanlarda ayrı ayrı temayülât-ı kalbiye bulunuyor. Hâdisat-ı dünyeviye içinde, en elîm olan şeyin, meslek-i uhreviye ve diniye perdesi altında vahşet ve hayvaniyet ruhlarıyla karşılaşmak olduğunu tecrübelerim ve müşahedelerim bana öğretiyor.
Üstadım Efendim, bugün harekât-ı maziyem ile ahval-i hazıramı mukayese ciheti ihtar edildi. Alâ kadr-il istitaa tedkik ettim. Neticede ahval-i hazıramı "hamden sümme hamden" sıklet cihetinde pek hafif ve kıymet hususunda pek ağır buldum. Harekât-ı sâbıkam ise bunun hilafınadır. Elhamdülillah Cenab-ı Feyyaz-ı Hakikî, âciz, fakir, muhtaç kullarından rahmet-i Rabbaniyesini esirgemedi.
"Armut piş ağzıma düş" kabîlinden her nevi malzeme-i cerrahiye-i ruhiyeyi, hâzık bir operatörle beraber ihsan buyurdu. Eğer bizler, bu ameliyatı görmeseydik ve bu nurlu ve zevkli, şevkli ihrama girmeseydik, hubb-u câh yüzünden acaba hangi bid'attan geri duracaktık.
İşte lâyüadd ve lâyuhsa Nurların bîpâyan füyuzatı, zümre-i muvahhidîni medyun-u şükran bırakmıştır. "Elhamdülillahi Rabb-il Âlemîn"
Hemen Cenab-ı Hak cümle ümmet-i Muhammed'i (A.S.M.) envâr-ı Kur'aniyeden müstefid ve hakikî muvahhidîn sınıfına ilhak ve şimdiye kadar gafletle geçirdiğimiz zamanlardan, defter-i a'malimize yazılan seyyiatımızı, rahmetiyle afv buyursun, âmîn.
Hulusi-i Sâni Sabri
(Zekâi'nin bir fıkrasıdır)
Üstadım!
Bir meydan-ı mücadele ve imtihan olan şu dünyanın her köşesinde beşere ders-i ibret olacak bir hâdise, bir nümune eksik değil. Her yerde muhtelif-ül mizaç insanlarda ayrı ayrı temayülât-ı kalbiye bulunuyor. Hâdisat-ı dünyeviye içinde, en elîm olan şeyin, meslek-i uhreviye ve diniye perdesi altında vahşet ve hayvaniyet ruhlarıyla karşılaşmak olduğunu tecrübelerim ve müşahedelerim bana öğretiyor.
Yükleniyor...