Kardeşlerim; bu zamanda dalalet ve gaflete karşı pek çok manevî kuvvete muhtacız. Maatteessüf ben şahsım itibariyle çok zaîf ve müflisim. Hârika keramatım yok ki, bu hakaiki onunla isbat edeyim ve kudsî bir himmetim yok ki, onunla kulûbü celbedeyim. Ulvî bir dehâm yok ki, onunla ukûlü teshir edeyim. Belki Kur'an-ı Hakîm'in dergâhında, bir dilenci hâdim hükmündeyim. Bu muannid ehl-i dalaletin inadını kırmak ve insafa getirmek için, Kur'an-ı Hakîm'in esrarından bazan istimdad ederim. Keramat-ı Kur'aniye olarak, tevafukatta bir ikram-ı İlahî hissettim, iki elimle sarıldım.
Evet Kur'an'dan tereşşuh eden İşarat-ül İ'caz ve Risale-i Haşir'de kat'î bir işaret hissettim. Emsalleri bulunsun, bulunmasın bence bir keramet-i Kur'aniyedir. İşarat-ül İ'caz'ın bir sahifesine dikkat ettik; satırların başında bütün hurufat ikişer ikişer olup, hârika bir intizam ile hurufatın vaz'edildiğini gördük. Onuncu Söz'de medar-ı tevafuk 3,4,5,6 rakamları, her birisi 13'te ittifakları.. o 13'ün de, Altıncı ve Sekizinci, mahrem Dördüncü Remizlerde mühim bir esrar anahtarı olduğunu gördük. Bunda şübhemiz kalmadı ki, kâğıt üzerinde daima kalacak bir keramet-i Kur'aniyedir, bir ikram-ı İlahîdir ve doğrudan doğruya, risalenin ve iman-ı haşrin tasdikine bir imza telakki ettik. Havada uçmak, su üzerinde yürümeğe benzemiyor. Onlar muvakkat, hem şahsın kemaline ve ihtiyarına, belki istidraca verilebilir. Doğrudan doğruya hakikata -hususan bu zamanda- hizmet edemiyor.
Her ne ise, bir küçük mes'ele münasebetiyle çok konuştum ve çok da israf ettim. Ahbabla fazla konuşmak mergub olduğundan, inşâallah bu israf afvolur.
Kardeşiniz
Said Nursî
* * *
Evet Kur'an'dan tereşşuh eden İşarat-ül İ'caz ve Risale-i Haşir'de kat'î bir işaret hissettim. Emsalleri bulunsun, bulunmasın bence bir keramet-i Kur'aniyedir. İşarat-ül İ'caz'ın bir sahifesine dikkat ettik; satırların başında bütün hurufat ikişer ikişer olup, hârika bir intizam ile hurufatın vaz'edildiğini gördük. Onuncu Söz'de medar-ı tevafuk 3,4,5,6 rakamları, her birisi 13'te ittifakları.. o 13'ün de, Altıncı ve Sekizinci, mahrem Dördüncü Remizlerde mühim bir esrar anahtarı olduğunu gördük. Bunda şübhemiz kalmadı ki, kâğıt üzerinde daima kalacak bir keramet-i Kur'aniyedir, bir ikram-ı İlahîdir ve doğrudan doğruya, risalenin ve iman-ı haşrin tasdikine bir imza telakki ettik. Havada uçmak, su üzerinde yürümeğe benzemiyor. Onlar muvakkat, hem şahsın kemaline ve ihtiyarına, belki istidraca verilebilir. Doğrudan doğruya hakikata -hususan bu zamanda- hizmet edemiyor.
Her ne ise, bir küçük mes'ele münasebetiyle çok konuştum ve çok da israf ettim. Ahbabla fazla konuşmak mergub olduğundan, inşâallah bu israf afvolur.
Kardeşiniz
Said Nursî
Yükleniyor...