"Kenz-ül Arş duasının feyzinden gelen bir nükte-i Kur'aniye" serlevhalı eserle, Yirmidokuzuncu Mektub'un Sekizinci Kısmı'nın Sekizinci Remzi'ndeki füyuzat, tarif ve tavsif edilmeyecek âlî ve müstesna bir vaziyettedirler.

Birincide: Bütün hurufat-ı Kur'aniyenin aded itibariyle işaret ve izah buyurulan tevafukları, garîk-ı beht ü hayret etti. Dört küçük suredeki hurufatın tevafukat vechine kısmen işaret eden ikinci eser; hakkan ki mu'ciznümadır. Nebiyy-i Âhirzaman, medar-ı fahr-i cihan, sebeb-i hilkat-i ekvan ve nüzul-i Kur'an, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (Sallallahü teâlâ aleyhi ve alâ âlihi ve ashabihi ve ezvacihi) Efendimiz Hazretlerinin eser-i hikmet ve rahmet olarak, şimdiye kadar mahfî kalmış mu'cizelerinden i'caz-ı Kur'ana taalluk eden ve gaybî tevafuk namıyla sevgili Üstadımız tarafından mevki-i intişara vaz'olunan bu emsalsiz eserlere karşı duyduğum manevî zevk ve feyzin binden birini bile arzedemeyeceğim. Ve mazhar olduğumuz bu kadar azîm niam-ı İlahiyeye ve kerem-i Sübhaniyeye karşı şükürden âcizim.

اَللّٰهُمَّ حَصِّلْ مُرَادَنَا وَ مَقْصُودَ اُسْتَاذِنَا سَع۪يدِ النُّورْس۪ى بِحُرْمَةِ حَب۪يبِكَ الْمَكِّىِّ الْمَدَنِىِّ الْهَاشِمِىِّ الْقُرَيْشِىِّ

Yirmidokuzuncu Mektub'un Yedinci Kısmı'ndan bir suret Abdülmecid Efendi kardeşimize göndermiştim. Cevabında ezcümle diyor ki: "Seyda'nın bint-ül fikri o güzel kıza, Hulusi ile Abdülmecid'den maada her kim bakarsa caiz değildir. Mahrem olanlar da, bu hususta nâmahremdir. Bu gibi kızların dışarıya çıkmaları, hiçbir menfaatı temin etmediğini ve bilakis büyük bir mazarratı intac edeceği ihtimal-i kavîsini Seyda'ya yazsan iyi olur. Eski Said'in hiddeti, yenisinde de vardır. Halbuki Yeni Said, insan oğullarıyla izaa-i vakt etmemeli. Meslek ve meşrebi öyle iktiza ediyor. Her ne ise... Cenab-ı Hak hâfız-ı hakikîdir."

Bendeniz de kısaca şu mealde cevab vermiştim:

Bu mütalaa bizler için doğrudur. Fakat dünyaya arkasını çeviren ve manevî vazife-i memuresini îfa ederken insanlarla -Nurlarla alâkadar olanları vasıtasıyla- meşgul olan Üstad Hazretleri için bu fikri muvafık bulmuyorum. Çünki o zâtı bu emr-i azîmde istihdam eden, elbette muhafaza buyurur. Bana öyle kat'î kanaat gelmiş ki,

Yükleniyor...