BU SEYAHATLE İLGİLİ BİR HATIRA
Bediüzzaman’ın hizmetkârı ve o sıra hususi şoförü Hüsnü Bayramoğlu anlatıyor:
(Bu hatırayı bir çok defa Hüsnü abiden şahsen dinlediğimiz gibi, hususiyle 3 Haziran 1986 günü Urfa’da Ahmet Aytimur’un da hazır bulunduğu bir mecliste tekraren detaylarıyla anlatmıştı.)
“Hazret-i Üstâd ile birlikte 1959 yılının son ayının son gününde Ankara’ya geldik. Aynı günde biz Ankara’dan İstanbul’un, Süleymaniye dershanesini telefonla aradık. Ahmet Aytimur’u aradık. Bir otelde yer ayırmak için haber vermek istedik. O anda Ahmet Aytimur bulunmamıştı. Sonra Avukat Bekir Bey ve sairleri Ahmet Aytimur’a haber vermeden, Piyerloti Otelinde yer ayırmışlar.Bu zatlar bizi İstanbul’un girişinde karşıladılar. Bunlar bizi karşılamaya gelirken, yine Ahmet Aytimur’a haber vermeden gelmişlerdi. Hazret-i Üstâd karşılamaya gelenlerin içinde Ahmet Aytimur’u görmeyince, hiddetli bir şekilde “Hani Ahmet Aydemir, hani Ahmet Aydemir?.. Niye gelmedi?..” diye soruyordu. Onlar da “Efendim bulamadık, mulamadık” gibi lâflarla geçiştirmek istemişlerdi.”
Hüsnü Ağabey diyor: “Mehmet Fırıncı’nın hatırasında:
“Hazret-i Üstâd kendisini ve Bekir Berk’i arabasına aldı” gibi bir şey görmedim, bilmiyorum ve öyle bir şey de olmadı. Çünki şoför ben idim.”
Piyerloti Oteline indik. Üstâdımız hiddetliydi. Bir ders yapmak istiyordu. Ahmet Aytimur burada da yoktu. Hazret-i Üstâd yine “Hani Ahmet Aydemir?” diye onu istiyordu. O gelmeyinceye kadar da ders yapmadı. Bu arada Mehmet Fırıncı alelacele gitti, Ahmet Aytimur’u buldu, getirdi. Üstâd da ondan sonra ders yaptı. Ders esnasında oradakilerin hepsine: “Siz Ahmed’in yardımcılarısınız. talebelerisiniz. Ben sizi ona yardımcı veriyorum” mealinde beyanlarda bulunmuştu.”
Bediüzzaman’ın hizmetkârı ve o sıra hususi şoförü Hüsnü Bayramoğlu anlatıyor:
(Bu hatırayı bir çok defa Hüsnü abiden şahsen dinlediğimiz gibi, hususiyle 3 Haziran 1986 günü Urfa’da Ahmet Aytimur’un da hazır bulunduğu bir mecliste tekraren detaylarıyla anlatmıştı.)
“Hazret-i Üstâd ile birlikte 1959 yılının son ayının son gününde Ankara’ya geldik. Aynı günde biz Ankara’dan İstanbul’un, Süleymaniye dershanesini telefonla aradık. Ahmet Aytimur’u aradık. Bir otelde yer ayırmak için haber vermek istedik. O anda Ahmet Aytimur bulunmamıştı. Sonra Avukat Bekir Bey ve sairleri Ahmet Aytimur’a haber vermeden, Piyerloti Otelinde yer ayırmışlar.Bu zatlar bizi İstanbul’un girişinde karşıladılar. Bunlar bizi karşılamaya gelirken, yine Ahmet Aytimur’a haber vermeden gelmişlerdi. Hazret-i Üstâd karşılamaya gelenlerin içinde Ahmet Aytimur’u görmeyince, hiddetli bir şekilde “Hani Ahmet Aydemir, hani Ahmet Aydemir?.. Niye gelmedi?..” diye soruyordu. Onlar da “Efendim bulamadık, mulamadık” gibi lâflarla geçiştirmek istemişlerdi.”
Hüsnü Ağabey diyor: “Mehmet Fırıncı’nın hatırasında:
“Hazret-i Üstâd kendisini ve Bekir Berk’i arabasına aldı” gibi bir şey görmedim, bilmiyorum ve öyle bir şey de olmadı. Çünki şoför ben idim.”
Piyerloti Oteline indik. Üstâdımız hiddetliydi. Bir ders yapmak istiyordu. Ahmet Aytimur burada da yoktu. Hazret-i Üstâd yine “Hani Ahmet Aydemir?” diye onu istiyordu. O gelmeyinceye kadar da ders yapmadı. Bu arada Mehmet Fırıncı alelacele gitti, Ahmet Aytimur’u buldu, getirdi. Üstâd da ondan sonra ders yaptı. Ders esnasında oradakilerin hepsine: “Siz Ahmed’in yardımcılarısınız. talebelerisiniz. Ben sizi ona yardımcı veriyorum” mealinde beyanlarda bulunmuştu.”
Yükleniyor...