MÜTEFERRİK HADİSELER -1

VEDA’ SEYAHATLERİ

Üstâd’ın veda’ seyahatleri 2 Aralık 1959’dan itibaren başlar. Bu tarihe kadar ise, Hazret-i Üstâd belli bir hat üzerinde, Isparta,Afyon, Emirdağ ve bazen de Eskişehir’e uğrıyarak gelip giderlerdi. Isparta’dan Eğridire ve Barla’ya da sık sık giderlerdi. Bu tarihe kadar bu belli noktalardan başka hiç bir yere gitmiş değildi. Fakat 2 Aralık 1959’da Hazret-i Üstâd Emirdağdan Ankara’ya kadar uzanmıştı. Bu seyahatin zahirî ve maddî sebebleri, oradaki talebeleri tarafından ısrarla davet olunması idi.

Üstâd Ankara’da Beyrut Palas oteline indi. Sadece bir gece kaldı,talebe ve dostlarıyla görüştü. Sabahleyin 3 Aralık 1959 günü Ankara’dan ayrılarak yine Emirdağ’a döndü. Emirdağ’dan da Isparta’ya gitti ve on beş gün sonra yine Isparta dan Emirdağ’a geldi.

KONYA’YA GİDİşİ

Hazret-i Üstâd maddî sebep olarak, Ankara Nur talebelerinin da’vetleri üzerine Ankara’ya kadar gitme hadisesinden sonra, Konya’daki Nur talebeleri de Hazret-i Üstâd’ı ısrarla Konya’ya davet ettiler. Bu davete Hazret-i Üstâd 19 Aralık 1959 günü Emirdağ’dan Konya’ya gitmekle icabet etti. Konya halkı ve Nur talebelerinden müteşekkil büyük bir kalabalık Üstâd’ı Konya girişinde karşıladılar. Günlerden pazar olduğu için, Mevlânâ’nın türbesi kapalı bulunmaktaydı. Fakat Hazret-i Üstâd onu ziyaret etmek istedi. Hususî şekildeki rica ve girişim üzerine, Müze müdürü türbeyi açtırdı. Üstâd Mevlânâ Hazretlerinin türbesine ziyarete gitti. Dış kapısından itibaren ayakkabısını hürmet ve ta’zim ifadesi olarak çıkardı, yalın ayak içeri girdi. Ve o vaziyetiyle Mevlânâyı ziyaret etti, fatiha okudu ve müzeyi gezdi.

Fakat Üstâd Mevlânâ’nın şimdiki vaziyetiyle türbesinin şeklini beğenmedi. İslâmî bir türbe niteliğinde bulmadı. Hatta bazı zatlardan duyduğum kadarıyla; -Hâşâ Mevlânâ’nın değil- türbeyi mevcud hale getirenlerin hareketlerine canı sıkıldı ve “Bunlar burayı bir nevi puthaneye çevirmişlerdir” dedi.

Üstâd türbeyi gezerken, takibe gelen bir gurub polis de etrafında dolaşıyordu. Üstâd polislerin başındaki yetkili şahsı çağırarak nasihat etti. Onları okşadı ve taltif etti.. Ve “Siz maddî asayiş işini, biz de manevî asayişi muhafaza ediyoruz. Sizi kendimize arkadaş biliyoruz.” mealinde polisleri okşamıştı.

Yükleniyor...