Hadisenin İki Kurban şehidi

Evlere baskınlar, mahkemede sorgulamalar yapılmakta iken, Nur talebelerinden iki tane kurban vaki’ olup, iki şehid verilir.

Bunlardan birincisi: Evine suçsuz yere baskın yapılıp, hiç bir şey bulunmadığı halde, yine de polisler o ihtiyar zatı evinden alıp emniyete getirirlerken âniden düşüp vefat etmesi hadisesidir. Hadise kat’î olmakla birlikte vefat eden zatın ismini künyesini tesbit edemedik.

İkincisi: İstikamet şehidi ünvanını kazanan binbaşı Merhum Asım Bey’dir. Bu zatın hadiseden bir iki sene önce, Üstâd’ına yazdığı bir mektubunda; ona bedelen vefat etmesini istediğini yukarlarda kaydetmiştik. Sıra, bedel ve kurbanlığın tahakkuk safhasına gelmişti. Buna da maddeten bir sebeb lâzımdı. İşte sebeb de hazırlanmıştı. Isparta’ya toplattırılan Nur talebeleri arasında binbaşı Asım Bey de vardı. Mahkemede sorgulamalar başlamıştı. Asım Bey mahkeme koridorıında oturmuş, istintak sırasını bekliyordu. Bekliyordu amma, kalbi ve ruhu başka âleme gitmiş, başka ma’nalara dalmıştı. Rabbisine bütün samimiyetiyle yönelmişti: “Eğer ben her şeyi dosdoğru söylesem, ruhumu her an kendisine feda etmeye hazır olduğum aziz Üstâd’ıma belki zarar dokunmak ihtimali olabilir. Eğer dosdoğru söylemez ve te’villerle ketim yoluna gitsem, kırk senelik istikametkârane askerlik şerefime ve mertliğime yakışmayacak!...” diye, mahkeme koridorundan; heryerde hazır ve nazır Rabbisine müteveccihen: “Ya Rab ruhumu teslim al!...” deyip niyazda bulunmuş.. Ve anında hemen orada bu samimi, garazsız, sâfi niyazı dergâh-ı ilahide kabul olunmuştur. Rahmetullahi aleyhi rahmeten vasiah.

Bu acib ve garip ve vefadarlığın, fedakârlığın şahane örneği hadisesi meşhurdur. Hazret-i Üstâd bu fedakarlık ve vefadarlık zirvesindeki vakayı Eskişehir mahkeme müdafaatında sık-sık tekrar edip dile getirmiştir.

Binbaşı Asım Beyin vefat hadisesini, Milaslı ıbrahim Halil Çulluoğlu o sıralarda yazmış olduğu bir şiirinde şöyle dile getirmiş:

“Onlardan ilk tanıdığım Asım Bey isminde sahibi ırfan,

Neçare, zevallıyı Ispartada vermiştik kurban”

Ispartalı terzi Mehmet Babacan ise, Asım Beyin vefat hadisesini şöyle anlatır:

“Mevsim yazdı. Isparta ulu camiinde ancak yedi-sekiz kişiyle cenaze namazını kılabildik. (Yani hadise ile tedhiş havasını estiren zamanın ceberût idarecilerinden gelen korku ve telaş yüzünden) cenaze namazını Re’fet beyin (emekli yüzbaşısı) kain babası Hacı Mülazım Efendi kıldırmıştı.. ve Ispartanın Alaeddin mezarlığına defnedildi.

(Son şahitler-4, Sh. 146)


Yükleniyor...