Bir Sû-i Kasd Hareketi

Benim Isparta ve civarı bazı Nur talebelerinden duyduğum kadarıyla; Hazret-i Üstâd’ın Barla’dan Isparta’ya nakli yapılırken, bir plân mucibince Barla ile Isparta arasındaki yolun bir kıvrımında, Üstâd’a su-i kasd etmek üzere bir kaç asker veya jandarmayı pusuya yatırmışlar, Hazret-i Üstâd’ı beklemişler. Fakat hıfz ve eman-i İlâhide olduğu bir çok vak’a ve hadiselerle sâbit olmuş olan Hazret-i Bediüzzaman, ma’hut pusu mahalline ulaşmadan önce, muhafızları ile birlikte bir kestirmeden yolunu değiştirmiş ve o su-i kasd plânı da akim kalmıştır.

Bu hadisenin mevsûk delilleri olan rivayet veya müdellel belgeleri gerçi elimizde mevcud değildir. Hazret-i Üstâd’ın da buna işaret edici bir beyanı yoktur. Lâkin hadise dilden dile ulaşmış ve yayılmıştır. Hem o su-i kasd hadisesini teyid eden, Eskişehire götürülürken imhası için verilen gizli iş’ar vemüteakib senelerde bir çok defalar ona gizlice verilen zehirler hatta bu hadiseden bir sene sonra Eskişehir hapsi içinde Üstâd’a zerk edilen zehir hadisesi bu su-i kasdın bir delili ve ikinci bir teşebbüsüdür. Bunlar ayrıca ilerde ispatlı şekilde ele alınacaktır. şimdi sadede dönüyoruz.

Hazret-i Bediüzzaman Isparta’da

Evet, Hazret-i Üstâd Bediüzzaman Said-i Nursi 1934 yılı temmuz sonu veya ağustos başlarında Barla’dan Isparta vilâyet merkezine nakledildi. Fakat Hazret-i Üstâd’ın Barla gibi yayla bir yerden, yazı oldukça sıcak geçen ve tozu toprağı bolca olan Isparta merkezine getirildiğinde, buranın havasıyla imtizaç edemiyeceğinin telâşı içinde iken, Isparta’nın bağ ve gülistanlarını bazı talebeleriyle birlikte gezmeye çıkarlar. Bu gezinti Üstâd’a ferahlık değil, çok üzüntü vermişti. Zira, Menemen vakası vesilesiyle yapılan bir çok zulümler ve idamlardan sonra, ceza ve itab olarak gelen İzmir zelzelesi..ve bunun arkasında iki üç sene aradan sonra da; din düşmanı gizli habis zındıkların plân ve şeytanetiyle Isparta civarında aynı yalancı hadisenin bir taklidini ihdas etmek için, evvelâ Hazret-i Üstâd’ın hususî mescidindeki hususî ve gizli ezan ve ibadetini bahane ederek, Barla’daki mescidini kapamaları.. Ve Hazret-i Üstâd’ı ihtilât ve muhabereden men’ ve Barlalı masum bazı talebelerini Eğridir’e götürüp

mahkemelerde ifadelerini almak, hem Ispartadaki bazı Nur talebelerini karakollara celbedip tehdit etmek gibi

{Osmanlıca Lem’alar, s: 151.}



zendeka hesabına yapılan zulmetli zulümler neticesinde de, Isparta vilâyetinde başlıyan kuraklık ve susuzluk, Isparta’yı kasıp kavurmaktaydı. Hazret-i Üstâd da Isparta’nın bağ ve bostanlarında görmüş olduğu o acı manzaraya

Yükleniyor...