Kanununuzu ibraz ediniz!.. Yoksa bazı alçak me’murların keyiflerini, kanun mu kabûl ediyorsunuz? Çünki: Böyle hususî ibâdâtta kanun yapılmaz ve kanun olamaz!..

İkincisi: Nev’-i beşerde, hususan bu asr-ı hürriyette ve bilhassa medeniyet dairesinde; hemen umumiyetle hüküm-fermâ “Hürriyet-i Vicdan” düsturunu kırmak ve istihfaf etmek ve dolayısiyle nev’-i beşeri istihkar etmek ve itirazını hiçe saymak kadar cür’etinizle, hangi kuvvete dayanıyorsunuz?.. Hangi kuvvetiniz var ki, siz kendinize “lâdînî” ismi vermekle ne dîne ne dinsizliğe ilişmemeyi ilân ettiğiniz halde; dinsizliği mutaassıbane kendine bir din ittihaz etmek tarzında, dîne ve ehl-i dîne böyle tecavüz, elbette saklı kalmıyacak!.. Sizden sorulacak!.. Ne cevap vereceksiniz?.. Yirmi hükûmetin en küçüğünün itirazına karşı dayanamadığınız halde, nasıl yirmi hükûmetin birden îtirazını hiçe sayar gibi hürriyet-i vicdaniyeyi cebrî bir sûrette bozmağa çalışıyorsunuz.

Üçüncüsü: Mezheb-i Hanefî’nin ulviyetine ve safiyetine münâfî bir sûrette vicdanını dünyaya satan bir kısım ulemâ-is-sû’un yanlış fetvalariyle; benim gibi şâfi-ûl-Mezhep adamlara, hangi usûl ile teklif ediyorsunuz?.. Bu meslekte milyonlar etbâı bulunan şâfiî Mezhebini kaldırıp, bütün şâfiîleri Hanefîleştirdikten sonra, bana zulüm sûretinde cebren teklif edilse, sizin gibi dinsizlerin bir usûlüdûr denilebilir. Yoksa, keyfî bir alçaklıktır; öylelerin keyfine tâbî değiliz ve tanımayız!..

Dördüncüsü: İslâmiyet ile eskidenberi imtizaç ve ittihad eden, ciddî dindar ve dinine samimî hürmetkâr Türklük Milliyetine bütün bütün zıd bir sûrette, firengilik mânasında, Türkçülük nâmiyle, tahrifdârâne ve bid’akârâne bir fetvâ ile: “Türkçe kamet et!” diye, benim gibi başka milletten olanlara teklif etmek hangi usûlledir? Evet, hakikî Türklere pek hakikî dostane ve uhuvvetkarâne münasebetdar olduğum halde, böyle sizin gibi frenk-meşreblerin Türkçülüğü ile hiçbir cihette münasebetim yoktur. Nasıl bana teklif ediyorsunuz? Hangi kanun ile?.. Eğer milyonlarla efradı bulunan ve binler senedenberi milliyetini ve lisanını unutmayan ve Türklerin hakiki bir vatandaşı ve eskidenberi cihad arkadaşı olan Kürdlerin milliyetini kaldırıp, onların dilini onlara unutturduktan sonra; belki, bizim gibi ayrı unsurdan sayılanlara teklifiniz, bir nevi usûl-i vahşiyane olur. Yoksa sırf keyfîdir. Eşhasın keyfine tebaiyet edilmez ve etmeyiz!..

Beşincisi: Bir hükûmet, kendi raiyetine ve raiyet kabûl ettiği adamlara herbir kanunu tatbik etse de; raiyet kabûl etmediği adamlara, kanununu tatbik edemez. Çünki onlar diyebilirler ki: “Mâdem biz raiyetiniz değiliz, siz de bizim hükûmetimiz değilsiniz!..

Hem hiçbir hükûmet, iki cezayı birden vermez. Bir katili, ya hapse


Yükleniyor...