6- Yine Hulusi Bey, henüz Eğridir’den ayrılmadan, Üstâd’ın ziyaretleriyle ilgili bir hatırası da şöyledir:

“1930 senesi ilk ayında Üstâd Hazretleri’nin ziyaretine gitmiştik. O günlerde Mareşal Fevzi Çakmak’la Fahreddin Paşa (Altay), Eğridir’e gelmişlerdi. Hazret-i Üstâd: “Kardeşim! Fevzi Çakmak ile Fahreddin Paşa bana selâm göndermişler. Ben de onlara Onuncu Söz’ü göndermek istedim. Fakat ben bunlardan yalnız birisine göndermek istiyorum. Hangisine göndereyim?” diye sormuşlardı. Ben de efendim, biz Fevzi Paşa’yı dindar biliyoruz. İsterseniz ona gönderelim, dedim.

Hazret-i Üstâd, “Yok yok! Siz Fahreddin Paşa’ya gönderin” dedi. Kırmızı kalemini eline aldı, kitabın üstüne “Bana bir selâm göndermişsiniz, ben de selâmınıza mukabil bu kitabı sana gönderiyorum.” diye yazdı. Ben de Onuncu Söz’ü Üstâd’dan alarak Fahreddin Paşa’ya postalamak üzere adını ve adresini yazdım ve postaya verdim.

Fahreddin Paşa, Konya’da ikinci ordu kumandanı iken, Menemen veya Kubilay Hadisesi’nde İstiklal Mahkemesi reisliğine getirildi. Astı, kesti, yaptığını yaptı.

Hazret-i Üstâd’ın Fevzi Paşa’ya değil, Fahreddin Paşa’ya Onuncu Söz’ü göndermesinde şöyle bir hikmet ve mânâ fehmettim ki: “Yani dikkat et! Ölüm var!.. Haşir ve ahiret var.. Öyle bir vazifenin başına geldiğin zaman, zulüm etme! Adaletten ayrılma!..” gibi ihtarlar veriyordu. Nitekim aynı senenin sonunda, yani 23 Aralık 1930’da cereyan eden Menemen vakasına selahiyetli bir kimse olarak gönderileceğini ihbar edip bildiriyor gibi idi”

7- Hulusi Bey’den, ayrı bir hatıra:

“Bir gün ders esnasında bize: “Eğer siz eski zamanda olsaydınız, bu dersleri ve hakikatları gelip dinlemek ve almak için, kilometreler uzaktan buraya diz üstü sürüne sürüne gelirdiniz.” diye buyurmuşlardı.

Bu hadiseyi te’yiden, Emirdağlı Merhum Mehmet Çalışkan Ağabey de şöyle bir hatıra anlatmışlardı: -Mealen-

“Bir gün Üstâd’ımız bize: “Siz nasıl bir Üstâd’ın talebeleri olduğunuzu bilmiyorsunuz. Eğer bilseydiniz, uzak mesafelerden diz üstü emekliye emekliye gelirdiniz..” şeklinde söylemişlerdi.

8- Yine Hulusi Bey’den: “Barla’da Üstâd Hazretleri’ni ziyaretlerimin sonuncusu idi. Eğridir’den tayinim çıkmıştı. Maddeten hayli uzağa gidiyordum. Ayrılacaktım. Amma çok üzülüyordum. Bu ayrılığa nasıl tahammül edeceğim diye çok düşünüyordum. Üstâd benim çok üzüldüğümü anlamıştı. Bana hitaben: “Sana askerce emrediyorum, merak etmiyeceksin, üzülmiyeceksin!” dedi. Üstâd’ın bu sözleri ile sanki ateşe su döküldü gibi bütün üzüntülerim bir anda yok oldu.”

Yükleniyor...