Ben bunlara ne edeyim ve ne diyeyim diye tahattur ettim. Birden ihtar edildi: “Ne sen divane ol ve ne de onları divanelikte bırakıp divanece konuşma!..” Çünki yılanlar zehirine karşı tiryak tedarikine ve onları kaçırmasıyla meşgul ve vazifedar bir tek adam, yılanlar içinde duran ve sineklerin ısırmasıyla meşgul olan ve sinekleri kaçırmak için çok yardımcıları bulunan diğer bir adama, yılanların ısırmasını bırakıp, ona sinekler ısırmamasına yardım için koşan divanedir.. ve onu çağıran dahi divanedir. O sohbet dahi divanece bir konuşmaktır.
Evet, hadsiz hayat-ı uhreviyeye nisbeten muvakkat ve fanî kısacık hayat-ı dünyeviyenin zararları, sineklerin ısırması gibidir. Hayat-ı ebediyenin zararları ona nisbeten yılanların ısırmasıdır.
Said-i Nursi”
{Osmanlıca Kastamonu-1, s: 225.}
Hüsn-ü Zanda İfrat Etmemek ve
Aldanmamak Hakkında İkazlar
“...Ey Risale-i Nur’un kıymettar talebeleri ve benden daha bahtiyar ve fedakâr kardeşlerim! şahsiyetim itibariyle sizin ziyade hüsn-ü zannınız, belki size zarar vermez. Fakat sizin gibi hakikat-bin zatlar vazifeye, hizmete bakıp o noktada bakmalısınız. Perde açılsa, benim baştan aşağıya kusurât ile alude mahiyetim görünse, bana acıyacaksınız. Sizi kardeşliğimden kaçırmamak, pişman etmemek için kusuratımı gizliyorum. şahsiyetime karşı haddimin pek fevkinde tasavvur ettiğimiz makamlara irtibatınızı bağlamayınız. Ben size nisbeten kardaşım, mürşidlik haddim değil.. Üstâd da değilim, belki ders arkadaşıyım. Ben sizin kusuratıma karşı şefkatkârane dua ve himmetlerinize muhtacım. Benden himmet beklemeniz değil, bana himmet etmenize istihkakım var. Cenab-ı Hakk’ın ihsan ve keremiyle, sizlerle gayet kudsî ve gayet ehemmiyetli ve gayet kıymettar ve her ehl-i imana menfaatli bir hizmette taksim-ül mesaî kaidesiyle iştirak etmişiz. Tesanüdümüzden hasıl olan bir şahs-ı manevinin fevkalâde ehemmiyet ve kuvveti ve Üstâdlığı ve irşadı bize kâfidir...
...Risale-i Nur’un talimatı dairesinde ve bizlere bahşettiği hizmet noktasında feyizli makamlara kanaat etmeliyiz. Hadden fazla fevkalâde hüsn-ü zan ve müfritane âlî makam vermek yerine, fevkalâde sadakat ve sebat ve müfritane irtibat ve ihlâs lâzımdır, onda terakkî etmeliyiz...”
{Aynı eser, s: 163.}
Evet, hadsiz hayat-ı uhreviyeye nisbeten muvakkat ve fanî kısacık hayat-ı dünyeviyenin zararları, sineklerin ısırması gibidir. Hayat-ı ebediyenin zararları ona nisbeten yılanların ısırmasıdır.
Said-i Nursi”
{Osmanlıca Kastamonu-1, s: 225.}
Hüsn-ü Zanda İfrat Etmemek ve
Aldanmamak Hakkında İkazlar
“...Ey Risale-i Nur’un kıymettar talebeleri ve benden daha bahtiyar ve fedakâr kardeşlerim! şahsiyetim itibariyle sizin ziyade hüsn-ü zannınız, belki size zarar vermez. Fakat sizin gibi hakikat-bin zatlar vazifeye, hizmete bakıp o noktada bakmalısınız. Perde açılsa, benim baştan aşağıya kusurât ile alude mahiyetim görünse, bana acıyacaksınız. Sizi kardeşliğimden kaçırmamak, pişman etmemek için kusuratımı gizliyorum. şahsiyetime karşı haddimin pek fevkinde tasavvur ettiğimiz makamlara irtibatınızı bağlamayınız. Ben size nisbeten kardaşım, mürşidlik haddim değil.. Üstâd da değilim, belki ders arkadaşıyım. Ben sizin kusuratıma karşı şefkatkârane dua ve himmetlerinize muhtacım. Benden himmet beklemeniz değil, bana himmet etmenize istihkakım var. Cenab-ı Hakk’ın ihsan ve keremiyle, sizlerle gayet kudsî ve gayet ehemmiyetli ve gayet kıymettar ve her ehl-i imana menfaatli bir hizmette taksim-ül mesaî kaidesiyle iştirak etmişiz. Tesanüdümüzden hasıl olan bir şahs-ı manevinin fevkalâde ehemmiyet ve kuvveti ve Üstâdlığı ve irşadı bize kâfidir...
...Risale-i Nur’un talimatı dairesinde ve bizlere bahşettiği hizmet noktasında feyizli makamlara kanaat etmeliyiz. Hadden fazla fevkalâde hüsn-ü zan ve müfritane âlî makam vermek yerine, fevkalâde sadakat ve sebat ve müfritane irtibat ve ihlâs lâzımdır, onda terakkî etmeliyiz...”
{Aynı eser, s: 163.}
Yükleniyor...