Bediüzzaman Hazretleri Doğu Bayezid’deki hârika ve garîb üç aylık tahsil hayatı hakkında, bilâhare 1935 yılında Eskişehir hapishanesinde iken te’lif ettiği bir Risalesinde şöyle der:
“ Âyeti ise, 1309 Hicrî (1892 Miladî) ederek, o tarihte umum muhatâpları içinde birisine, hususen Kur’ân hesabına iltifat edip istikametle emreder ki, bu tarih, o müellifin hârika bir sûrette pek az bir zamanda, ilimce tekemmül etmesi, tahsilden tedrise başladığı ve üç ayda ve bir kış içinde onbeş senede medresece okunan yüz kitaptan ziyade okuduğu, o zamanın, o muhitte en meşhur ulemâsının yanında o üç ayın mahsûlü onbeş senenin mahsûlü kadar netice verdiği çok mükerrer imtihanlarla ve hangi ilimden olursa olsun sorulan her suale karşı cevab-ı savab vermekle ispat ettiği aynı tarihe tam tamına tevafukla remzen Risale-i Nûr’un istikametine bir işarettir.”(7)
Mustafa Sungur Ağabey anlattı: “Üstâdımız Bediüzzaman Hazretleri “Nûr Âleminin Bir Anahtarı” Risalesi’ni 1953’de yazdığı zaman... ”Tırnak kadar kuvve-i hâfızaya mâlik bir adamın kafasında doksan kitabın kelimâtı yazılmış.. Ve üç ayda, her günde üç saat meşgul olarak, hâfızasının sâhifesinin yalnız o kısmını ancak tamam edebilmiş. Aynı adam, seksen sene ömründe gördüğü ve işittiği ve merakını tahrik eden ve ona hoş gelen ma’naları ve kelimeleri ve sûretleri ve savtları o tırnak kadar kuvve-i hafızasının sâhifesinde istediği vakitte müracaat edip, bir büyük kütüphâne kadar bütün mahfuzâtının aynı şeylerini orada bütün istediklerini mevcut ve muntazam yazılmış ve dizilmiş görüyor” mes’elesi münasebetiyle buyurmuşlardı ki: “Benim, bütün bunların kırkbin misli kadar da, manevi meşhûdatım vardır. Onlar da aynen kuvve-i hafızamda yazılmıştır”
Bu hâtırayı aynen Bayram Yüksel Ağabey de 21/4/1985 Cumartesi günü Adana’da anlatmışlardı.
Yükleniyor...